O. Ertuğrul ÖNEN
Son yıllarda ekonomik performansımızın giderek düştüğünü görmek için uzman olmaya gerek yoktur. Durdurulamayan enflasyon, yetersiz ekonomik büyüme, can sıkıcı boyutlara ulaşan istihdam açığı, say say bitmez. Bu sorunları nasıl giderebiliriz diye çare arayışı içerisindeyken dünyayı esir alan salgın belimizi iyice bükmüş bulunuyor.
Haydi “son yıl pandemiden etkilendik” diyeceğiz ama daha önceki yılların kayıp yıllar haline gelmesini neye bağlayacağız?
Bu genel girişten sonra bakalım, dış ticaretimizin durumu ile ilgili sonuçta neler söyleyebileceğiz.
Dış ticaretimizin genel durumuna kuşbakışı baktık, ihracata, ithalata girip çıktık, sıra geldi son değerlendirmelere:
GENEL OLARAK
- Son 10 yılda (2011-2020) ihracatımız 134.9 milyar $’dan 2020’de (*) 169.5 milyar $’a çıkabilmiş, yani 10 yılda ihracatımızı %25.7 dolaylarında artırmışız. Yakın geçmişte yalnızca bir yılda bu büyüklükte yıllık artışlar yaşadığımız düşünülürse tam manasıyla yerimizde saydığımız anlaşılır. Zaten bakıyorsunuz. Nerede ise bir yıl ihracatımız artış gösterirken, diğer yıl gerilemiştir. Yani bir ileri bir geri.
- Peki ithalatımız nasıl bir seyir izlemiş. 2011 de 240.8 milyar $ iken 2020 de 219.4 (*) milyar $’lık bir büyüklük yakalamışız. Yani ithalatta yerimizde bile saymamış, 10 yıl önce ulaştığımız ithalat büyüklüğümüzün % 11.3 oranında gerisine düşmüşüz. Oysa geçen bu 10 yılda nüfusumuz 73.1 milyondan 83.6 milyona yükselerek % 14.4 artmıştır. Nüfusu (17 milyon) bizim dörtte birimiz kadar olan Hollanda 2019 yılında 575 milyar dolarlık ithalat yapmıştır. İhracatınız ithalatınızdan fazla ise sorun yoktur. Takdir sizin.
- Dış ticaret hacmimiz 2011 yılında 375.7 milyar $’lık bir büyüklük gösterirken 2020 yılında (*) 388.9’luk bir büyüklüğe ulaşmıştır. Yani sadece % 3.5’luk bir artış sağlayabilmişiz. Oysa yukarıda da belirttiğimiz gibi bu 10 yıllık dönemde nüfusumuz % 14.4 artmış, yani yerimizde bile saymış sayılmayız bu hesaba göre.
- Peki bu 10 yıllık dış ticaretimizden nasıl bir sonuç elde etmişiz. Tamı tamına 707.5 milyar dolardır toplam açığımız. Yani her yıl 70-71 milyar dolar dolaylarında bir açıkla kapatmışız dış ticaret bilançomuzu. Bu açığı diğer gelirlerimizle de kapatamadığımız için sonuç dış ödemeler açığı ve dış borç olarak ekonomimizin üzerine yığılıp kalmıştır.
- Geçen yılda aynı şeyleri söylemişiz ama bir kez daha tekrar edelim. İhracatımızın % 95’ini imalat sanayi ürünleri oluşturmasına rağmen bunların içindeki yüksek teknolojili ürünlerin oranı % 3.6’yı ancak bulmaktadır. Maalesef OECD ülkeleri arasında en son sırada olduğumuzu ve bu oranın birçok gelişmiş ülkede % 30’ları aştığını üzülerek ifade etmek isteriz.
- Kemal Derviş politikalarının devam ettirilmesindeki ısrar, Türkiye’yi üretmeyen, sıcak parayla yaşayan, sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyen çaresiz bir ülke konumuna getirmiştir. Çok öğündüğümüz tarımda bile net ithalatçı konumuna gelmişiz.
- Sanayide bir hamle yapamamışız. Ne yüksek teknolojili ürünlerde, ne de uluslararası düzeyde marka ürün yaratmakta başarı sağlayamamışız.
- İthalatımızda Uzak Doğu ülkeleriyle olan ilişkimize her yıl değiniyoruz ama değişen bir şey yok.
İşte acıklı tabloyu görüşlerinize sunuyoruz:
(Milyar $)
İthalatımız | İhracatımız | Fark | İhracat / İthalat (%) | |
2017-2019 | 142.2 | 21.0 | -121.2 | %14.8 |
2020 (*) | 45.0 | 6.8 | -38.2 | %15.1 |
2017-2020 | 187.2 | 27.8 | 159.4 | %14.9 |
2017-2019 yıllarında en çok ithalat yaptığımız 10 Uzak Doğu ülkesine (Çin, Hindistan, G.Kore, Japonya, Malezya, Tayvan, Tayland, Vietnam, Endonezya, Bangladeş) 21 milyarlık ihracat yaparken 142.2 milyar dolarlık ithalat yapmışız. Bu durum 2020 de de değişmemiş bu son 4 yılda bu 10 ülkeye karşı 159.4 milyar $ açık vermişiz. İhracatımız bu ülkelerden yaptığımız ithalatın ancak % 15’ini karşılayabilmiş. Sorarım size, bu sürdürülebilir bir durum mudur? En fazla ihracat yaptığımız ülkeler arasında sadece 17’nci sırada Çin yer alırken, aynı Çin en fazla ithalat yaptığımız ülkeler içinde ilk sırada, G. Kore 12’nci, Hindistan 13’ncü, Japonya ise 14’ncü sırada bulunmaktadırlar.
Nereden bakarsanız bakın, nasıl değerlendirirseniz değerlendirin. Bir başarı hikâyesi yazmadığımız yadsınamaz bir gerçek.
Son söz: İhracat üretmekle mümkündür.
(*) TÜİK 2020 yılında hesaplama yöntemlerini değiştirmesi nedeniyle farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır.