Denizli’nin en önemli ihracat kalemlerinin arasına tekstil ve konfeksiyon, metal, mermer, cam ve kablodan sonra tarım ve sera ürünleri de girdi
2007 yılında çıkarılan Jeotermal Kanunu’nun ardından son teknolojiyle kurulan modern seralarda yetiştirilen tarım ürünleri, gelişmiş ülkelere ihraç ediliyor. Özellikle “kravatlı çiftçi” tabir edilen sanayiciler tarım ve seracılığa yatırım yapmaya başlayınca sektörde çeşitlilik arttı. Denizli’de 2012 yılında sanayi alanında ihracat artmazken tarımda artış oranı yüzde 380’e ulaştı.
Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer, bu artışı 2008 ile 2010 yılları arasında dünya çapındaki ekonomik krizi fırsata çevirmek için çalışan işadamlarının, farklı sektör ve pazar arayışlarına girmesine bağlıyor. Özer, “Tekstil devam ederken hayvancılık ve tarım sektörlerinde de ihracat yapar duruma geldik. Bugün bölgemizde, Avrupa’nın en gelişmiş büyükbaş hayvan tesisi bulunuyor. Tarımdaki ihracat artışımız yüzde 380’i buluyor. Bunun en büyük sebeplerinden birisi, Denizli’nin son üç yıllık süreçte özellikle alternatif sektörlerde pazar arayışlarına girmesi. Bugün 174 ülkeye ihracat yapıyorsak, bunun tekstilden arta kalan kalemlerinin özellikle tarım, gıda, hayvancılık ve jeotermale dayalı seracılık olduğunu görmekteyiz.” dedi. Almanya’da jeotermal suların 21 derece sıcaklıkta olduğunu, ısıtarak 40 dereceye çıkardıklarını belirten Özer, “Denizli’nin altında bir hazine kaynıyor. Jeotermal kaynaklarımız yıllarca boşa akıp gitmiş. Birçok Arap ülkesinin petrolü varsa bizim de jeotermalimiz var. 36’dan 254 dereceye kadar çıkan kaynaklarımız elektrik üretimi, seracılık ve termal turizmde kullanılmaya başladı. Gelecek 50 yılda sektörler daha da çeşitlenecektir.” diye konuştu.
‘JEOTERMAL KAYNAKLARIN BEKÇİSİ DEĞİL, SAHİBİ OLALIM’
Türkiye’nin, zengin jeotermal kaynaklarını kullanmaya başlamasıyla bekçilikten sahiplik konumuna ulaştığını vurgulayan DTO Başkanı Özer, “Ülkemizdeki üretim kalemlerinin en önemlilerinden birisinin enerji olduğunu görüyoruz. Denizli’de jeotermal kaynaklarının faaliyete girmesiyle turizm, sera, enerji ve tarım, gıda, hayvancılık sektörlerinde tıpkı tekstilde olduğu gibi yeni firmaların ortaya çıktığını hep birlikte göreceğiz. İlimizde tekstilin ihracattaki payı yüzde 80’lerden 57’ye düşmüş durumda ancak rakamlarda yine de artış var, ihracatımız 3 milyar dolara ulaştı. İhmal ettiğimiz komşularımız ve diğer ülkelere de ihracat yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülke sayısını 124’ten 174’e çıkardık.” dedi.
Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Başkanı Süleyman Kocasert de yedi sekiz yıl önce 50 ülkeye 700 civarında ürün satarken bugün 174 ülkeye bin 900 çeşit satıldığını anlattı. Kocasert, “Denizli, tekstilin ve özellikle ev tekstilinin başkenti. Ürün ve pazar çeşitliliği konusunda da çok ciddi mesafe aldı. 2013’te bunun faydalarını göreceğiz. Bilhassa Rusya, ABD, Japonya ve Uzakdoğu başta olmak üzere Afrika ülkeleri ve yakın coğrafyamız Ortadoğu pazarlarında çeşitlenmenin artacağını düşünüyorum. En büyük pazarımız Avrupa Birliği (AB)’ndeki olumsuz gelişmelerden dolayı riski daha aşağılara çekme adına dolarla ticaret yapabileceğimiz farklı pazarlara yöneldik. Bunun sonucunda yüzde 7’lik AB ihracatındaki gerilemeye karşılık diğer, özellikle dolarla iş yaptığımız pazarlarda yüzde 7’lik artış var.” şeklinde konuştu.
