O. Ertuğrul ÖNEN
Dünya ticaret arenası, hukuk ve ticari uygulama engellerinin kalkması, iletişim ve ulaşım olanaklarının gelişmesine paralel olarak hızla genişlemekte ve Dünya’nın her ülkesi, her bölgesi, geçen zamanla birlikte Dünya ticaret sahasında daha fazla ve daha etkin rol almaktadırlar.
Tarihin bilinen ilk dönemlerine yakın yerleşim yerleri arasında başlayan ticaret zamanla aynı deniz çevresinde veya aynı yol güzergâhında canlanarak gelişmiştir.
Günümüzde doğal olarak komşu ülkeler, tarihi geçmişi olan ülke ve bölgelerle başlayan ülkemiz dış ticareti de bu gelişmelere paralel bir seyir izleyerek, halka halka alanını genişletmiş ve sağlanan fayda ve devamlılık doğrultusunda bir seyir izlemiştir.
Ülkemiz dış ticaretinin coğrafi bölgeler itibariyle dağılımını aşağıya bir tablo halinde çıkardık.
Bu tablonun incelenmesinden görüleceği üzere ihracatımızın % 50’den fazlasını, başta AB üyesi ülkeler olmak üzere Avrupa’ya yapıyoruz. Komşu ülkeler içinde Yakın ve Ortadoğu ile aynı denizi paylaştığımız Kuzey Afrika ülkelerini de dâhil edersek, ihracatımızın % 75’inden fazlasını kendi bölgemizdeki ülkelere yapmaktayız. Diğer bir deyişle henüz pazarlamamızı ağırlıklı olarak Dünya geneline yayabildiğimiz söylenemez.
Avrupa ülkelerinin başta AB ülkeleri olmak üzere ithalatımız içerisinde de önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.
İthalatımız içerisinde % 50’nin üzerinde payla Avrupa ülkeleri ihracatımızdakine eşdeğer bir paya sahiptir.
Avrupa ve Asya ülkeleri toplam ithalatımız içerisinde % 84.13’le büyük bir paya sahiptir. Ne var ki, burada öne çıkan Ortadoğu ve Yakındoğu ülkelerinden daha çok başta Çin, Hindistan, Güney Kore ve Japonya olmak üzere uzak doğu ülkeleridir.
Bu tablo bir yönüyle de çok ilginç bir sonuç ortaya koymaktadır.
Bu da, ülkemizin tüm gelişmiş bölgelere karşı dış ticaret açığı vermesidir. Avrupa ülkelerine karşı 56,5 milyar ABD doları, Asya ülkelerine 29,2 milyar ABD doları açık veren ülkemiz Amerika ve Okyanusya ülkelerine karşı da aynı akıbetten kurtulamamıştır.
Kıta olarak tek dış ticaret fazlası verdiğimiz Afrika’dır. Deyim yerinde ise gücümüz Afrika’ya yetmiştir.
Bu değerlendirmelerden ve yukarıda yer verdiğimiz tablodan çıkardığımız sonuçları kısaca sıralarsak;
— Dünya’nın her köşesinde ticari olarak etkili bir şekilde varlığımızı gösterdiğimiz söylenemez. Ancak, onlar bizde varlıklarını gösteriyorlar.
— Büyük ölçüde bölge ticareti yapan bir ülkeyiz.
— Yükte ağır, değerde hafif mallar sattığımız, teknoloji, know-how, marka geliştiremediğimiz için gelişmiş ülkelere karşı üstünlük kuramıyoruz, sürekli dış ticaret açığı veriyoruz.
Bu tablo iyi bir tablo değil. Değiştirilmesi şart.