2015 yılının Kasım ayında bir Rus savaş uçağının düşürülmesi ile Rusya ve ülkemiz arasında ortaya çıkan kriz durumu öncelikle ikili ekonomik ilişkilere yansımış ve doğal olarak en büyük darbeyi ihracatımıza vurmuştur.
Rusya’dan ithalatımızın en büyük kalemi olan doğalgazda bir hareket kabiliyetimiz olmaması nedeniyle bizim Rusya’ya yönelik olarak karşı önlem geliştirmemiz mümkün olmamıştır. Ancak, görünen ve rakamlara da yansıyan gerçek, bu gelişmeyi izleyen yıllarda Rusya’ya ihracatımız da ithalatımız da gerilemiş, bu ülke ile olan dış ticaret hacmimiz küçülmüştür.
Türkiye – Rusya Dış ticareti
(Milyon $)
İhracat | İthalat | Dış Ticaret Hacmi | |
2017 (8 aylık) | 1.575 | 12.109 | 13.684 |
2016 | 1.733 | 15.162 | 16.895 |
2015 | 3.588 | 20.402 | 23.990 |
2014 | 5.943 | 25.289 | 31.232 |
2013 | 6.964 | 25.064 | 32.028 |
Görüleceği üzere krizin patlak vermesini izleyen 2016 yılında ihracatımız % 51.7, ithalatımız % 25.7 ve dış ticaret hacmimiz ise % 29.6 gerilemiştir. Bizim ihracatımızdaki gerileme Rusya’nın aldığı önlemlerin sonucudur. Rusya’dan yaptığımız ithalatta ise dünya petrol fiyatlarındaki gerilemenin payı vardır. Doğal olarak ihracatımızın çok daha üst seviyelerde olduğu 2014-2013 yıllarına göre kaybımız daha da büyüktür. Örneğin 2016 yılı ihracatımız bu son 5 yılın en yüksek yılı 2013 yılına göre %75.1 kayba uğramış görünmektedir.
Rusya ile ikili ekonomik ilişkilerimizin bozulmasından sonra en çok konuşulan ve gündem işgal eden iki konu turizm ve domates ihracatıdır. Bu yıl turizm açısından en azından Rusya yönüyle işler yoluna girmiş görünüyor. Ancak, domates ihracatı halen başlayamadı.
Domatesin ülkemiz açısından önemi nedir? Rusya ile ticaretimizde gerçekten bu kadar üzerinde durulmaya değer bir büyüklük müdür diye merak ettik ve sizler için araştırdık.
1970 yılında 35.9 milyon ton domates üreten dünya 2013 yılında 163.9 milyon tonluk bir üretim büyüklüğüne ulaşmış; keza, hektardan alınan verim 1970 yılında 19.3 ton iken, 2013 yılında 34.5 tona kadar çıkmış.
Ülkemiz ise Çin, Hindistan, Avrupa Birliği ve ABD’nin arkasından dünyanın 5. büyük üreticisidir. 1970 yılında üretimi 1.8 milyon ton olan ülkemiz 2014 yılında 11.8 milyon tonluk bir üretim büyüklüğüne ulaşmıştır. 1970 yılında hektara 24.1 ton verim alınırken 2014 yılında 64.7 tona ulaşılmıştır. Görülmektedir ki hemen hemen aynı periyotta dünya üretimi % 356.5, dünya üretim verimi %78.7 artarken, Türkiye üretimini %555, üretim verimini ise %168 artırarak dünya ortalamasının üzerinde bir başarıya imza atmıştır.
Dünya ticaretine göz attığımızda şöyle bir tablo ile karşılaşıyoruz:
Dünya Domates Ticareti
(Milyon $)
2000 | 2013 | |
AB | 1824 | 2.995 |
Meksika | 689 | 1.535 |
Ürdün | 194 | 611 |
Türkiye | 119 | 483 |
Fas | 166 | 457 |
Dünya (toplam) | 3.796 | 7.682 |
Türkiye, ülke ve ülke grupları itibariyle bakıldığında 4. takriben 2 milyon tonluk bir ihracat büyüklüğüne sahip Hollanda ile 1 milyon tonun üzerinde ihracatı ile İspanya dikkate alındığından Dünya domates ihracat sıralamasında 5. sırada yer almaktadır.
Domates ithalatında ise (2013 itibariyle) AB ülkeleri % 42.6, ABD % 21.5 ve kriz yaşadığımız Rusya % 11.9 ile en büyük pazarlardır. Rusya domates ihracatımızda 2000’li yıllarda %30‘luk bir paya sahipken 2013 yılı itibariyle ve krize kadar izleyen yıllarda bu oran %65-80 seviyelerine kadar yükselmiştir. Bu yıllarda 250-300 milyon dolar arasında bir ihracat gerçekleşmesi söz konusudur.
Türkiye’nin toplam tarım ürünleri ihracatı içerisinde domates ihracatı %2’lik küçük bir bölümü oluştursa da seçilmiş tek bir ürün açısından en büyük pazar konumunda olan Rusya’nın devre dışı kalması ülkemizin domates tarımı ile uğraşanları ve bu ülkeye yönelik ihracat faaliyetlerinde bulunanları güç durumda bırakmıştır.
Gelişmeler yeniden normalleşme işareti verdiği bu günlerde dileğimiz siyasetin ticaretin önünü kapatan değil, tam tersi bir rol oynamasıdır.
O.Ertuğrul Önen