Her ay bir önceki ay ihracat rakamlarının TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) tarafından açıklanması artık bir gelenek haline gelmiş görünüyor.
Hele bir de ihracatta o ay bir artış yakalanmışsa değmeyin coşkuya. Açıklamalar daha keyifli oluyor. Ülkemiz açısından çok önemli olan ihracat performansımızın başarılı bir seyir izlemesi, bu ülkenin her bireyi gibi şüphesiz bizi de mutlu ediyor, sevindiriyor.
Ancak, biz gerçekçi bir yaklaşımla ortaya çıkan resmi rakamları tek boyutu ile değil, çeşitli boyutları ile ele alıp incelemeyi seçiyoruz.
Nitekim bu düşünceden hareketle açıklanan en aktüel veriler olan Ocak-Ekim 2017 rakamlarını ele alarak değerlendirmelerimizi anlaşılır bir dille ve kıyaslamalı olarak ifade etmek istiyoruz.
Önce açıklanan 2017 Ekim ve Ocak-Ekim dönemi kıyaslamalı dış ticaret verilerini bir görelim.
EKİM
Yıl |
İhracat (Milyar Dolar) |
İthalat (Milyar Dolar) |
Değişim (%) |
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (%) |
|
İhracat |
İthalat |
||||
2016 |
12.796 |
17.009 |
– |
– |
75.2 |
2017 |
13.942 |
21.267 |
9.0 |
25.0 |
65.6 |
OCAK-EKİM
Yıl |
İhracat (Milyar Dolar) |
İthalat (Milyar Dolar) |
Değişim (%) |
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (%) |
|
İhracat |
İthalat |
||||
2016 |
116.962 |
163.273 |
– |
– |
71.6 |
2017 |
129.034 |
190.218 |
10.3 |
16.5 |
67.8 |
İhracat rakamları açıklanırken 2017 Ekim ayı gerçekleşmesi “En iyi Ekim ayı” ve “Rekor kırdık” sloganı ile açıklanmıştır. Doğrudur. Ancak, daha 2012 yılında 13.192, keza 2015 yılında 13.240 milyar dolarlık gerçekleşmelerle esasen bu düzeye yakın ihracat rakamlarına ulaşılmıştır. Amaç bir aydaki başarı ile mi avunmaktır? Yoksa uzun vadeli, kalıcı, istikrarlı bir artış başarısı mıdır? Tabi ki ikincisidir.
Nitekim bu açıdan baktığımızda Ocak-Ekim döneminde % 10.3’lük bir artış başarısı gösterildiği tespit edilmekle beraber 2017 yıl sonu itibariyle son yılların en iyi son iki sonuçları olan 2014 yılı Ekim ve Kasım aylarının 27.375 milyar dolarlık başarısı yakalandığı takdirde bile 2014 yılının 157.6 milyar dolarlık yıllık ihracat rakamlarının yakalanmasının çok güç olduğu düşünülmektedir.
Kanaatimizce, esas üzerinde düşünülmesi gereken husus, 2014 yılından bu yana ihracatımızın tam bir patinaj halinde olmasıdır. Bu arada geride kalan 34 aylık sürede toplam 18 ayda ihracat gerilemeleri yaşanmıştır.
2013 yılında % -0.4, 2015 yılında %-8.7 ve 2016 yılında ise % -0.9 oranında gerilemeler bu durumu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Ekonomimizin ana taşıyıcı unsuru olan ihracatımız yerinde saymaktadır. Oysa, çok değil 5,6 yıl önce umut doluyduk. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında 500 milyar dolarlık bir hedefe ulaşabileceğimize inanıyorduk. Maalesef an itibariyle artık bunun imkânsız olduğunu görmekteyiz.
Ekim ayında ihracatımız % 9 artarken, ithalatımızın % 25 artış göstermesi, keza Ocak-Ekim döneminde ihracatın artışının % 10.3 düzeylerinde kalırken, ithalat artışının % 16.5 düzeyine çıkması; keza ihracatın ithalatı karşılama oranın da Ocak-Ekim dönemi için % 71.6 dan % 67.8 e gerilemesi olumlu gelişmeler değildir.
Olumlu olmayan diğer bir tespitimiz ise dış ticaret hacmimizin 2014 yılında 400 milyar dolar düzeylerine çıkmışken 2016 yıl sonu itibariyle 340 milyar dolar düzeylerine gerilemiş bulunmasıdır. Dışa dönük olma iddiasındaki ve büyüyen bir ekonomi için bu durum da iyi bir gösterge değildir.
Sonuç olarak patinaj yapıyoruz.
O.Ertuğrul Önen