Türkiye İstatistik Kurumu, TÜİK Ocak-Nisan 2018 dış ticaret verilerini, beklendiği üzere 31 Mayıs 2018 günü açıkladı. TÜİK ayrıntılı tablolarla birlikte bir de “Haber Bülteni” yayımlıyor. Haber Bülteni’ndeki başlık şöyle: “İhracat % 7,8, ithalat % 15,6 arttı”. Tam tersi olsa, haber tekniği bakımından bu başlığın son tarafına bir de ”ünlem işareti” konulur ve bu müthiş keyfi milletçe birlikte yaşardık. Ama bu bir rüya. 1947’den bu yana böyle bir tablo yok. Hayâl. Yani teknik tabiriyle ne aylık bazda, ne de yıllık bazda 71 yıldır “ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı” % 100’ün hep altında. Yani 71 yıldır ihraç ettiğimizden hep daha fazla ithal ediyoruz. Bu bir sır da değil. Hatta bazı yıllar ihraç ettiğimizin iki misli ithal etmişiz. Buna da “ihracatın ithalatı karşılama oranı % 50 oldu” diyoruz.
Bu girizgâhtan sonra TÜİK’in Ocak-Nisan 2018 tablosuna bir önceki yılla karşılaştırmalı olarak bakalım. Değerler Milyon ABD Doları.
2017 | 2018 | Değişim % | |
İhracat (FOB) | 50.569 | 55.029 | 8,8 |
İthalat (CIF) | 68.223 | 82.445 | 20,8 |
Yukarıdaki tablo tek başına, anlayana epey bir şeyler ifade etmektedir. Ama yetinmeyip devam edelim. Örneğin Ocak-Nisan “dış ticaret açığı”:
2017 17.554
2018 27.416
Bu tabloya bakınca da “Eyvah, 2011 ve 2013’ün 100 milyar dolarlık dış ticaret açığına doğru mu gidiyoruz?” diyesi oluyor insan. Tabii hemen “Allah korusun!” diyoruz.
Bir de işin olmazsa olmazı “ihracatın ithalatı karşılama oranı”:
2017 % 74,3
2018 % 66,7
Bu arada “yüksek teknolojili ürün” ihracatının imalat sanayi içindeki payının % 3,4; ithalattaki payının % 12,2 olduğuna hiç değinmiyoruz. Bunun analizi sonraki bir mesele.
Yukarıda kısaca paylaşmaya çalıştığımız veriler pek iç açıcı değil. Bu net.
Ama moralimizi bozmadan, dünya piyasalarında neredeyse bin yıldır “köşeleri tutmuş olan” ülkelere rağmen ihracatçılarımızın 1980’den bu yana giderek gelişen kararlılıklarını ve rekabetçilik konusundaki ısrarlı tutumlarını sürdürmeleri, devletin de bu gayret ve çabalara sağladığı desteklerin artarak devamı halinde iyi tablolar göreceğimiz günler de gelecektir. Bu ümidi muhafaza etmek mecburiyetindeyiz.
Hele bir, şu Mayıs 2018’deki kur artışlarının dış ticarete etkisi olup olmadığını göreceğimiz TÜİK’in 29 Haziran 2018 Perşembe günü yayımlanacak olan bir sonraki duyurusunu bekleyelim. Malum, genel kuram ve kural olarak TL’nin değer kaybı ihracatı arttırır, ithalatı azaltır. Hele bir Haziran sonunu bekleyelim görelim bakalım.
Ömer Berki