Ömer BERKİ
Dünya ticaretinin değer olarak % 70’i, hacim olarak % 80’i deniz yolundan gerçekleştirilmektedir. 2019 yılı ticaret hacmini, yuvarlak olarak 20 trilyon dolar olarak alırsak deniz yoluyla taşınan malların değeri 14 trilyon dolar olmaktadır. Ülkemiz istatistiklerine baktığımızda ihracatımızın ve ithalatımızın yine yaklaşık olarak % 60’ının deniz yoluyla gerçekleştirildiği görülmektedir. 2019 rakamlarıyla bu oran ihracat için 110 milyar dolar, ithalat için de 125 milyar dolara karşılık gelmektedir.
Bu son derece yüksek oranlar ve değerler bizi deniz taşımacılığındaki gemiler konusunda meraklandırmaktadır. Bu “merakı”, dökme yükü bir kenara bırakıp konteyner taşımacılığı özelinde takip ettiğimizde karşımıza “yıllar itibariyle dünyanın en büyük konteyner gemileri” başlığı altında şu tablo çıkmaktadır:
Tablo yıldan yıla çok çarpıcı bir gelişim göstermektedir. Ama asıl çarpıcı durum 2020 yılında (Nisan-Eylül ayları arasında) HMM’nin 12 adet “aynı” gemiden denize indirmesi ve işletmeye almasıdır. Başka bir ifadeyle, HMM altı ay içinde 287.568 TEU konteynerlik bir kapasiteyi dünya ticaretinin kullanımına sunmuş olmaktadır.
Bu noktada, konteyner taşımacılığı yapan dünyanın en büyük firmalarının listesini de verelim (Kaynak: Wikipedia)
Not: Arkas’ın internet sitesindeki bilgi şu şekildedir: 46 gemi /81.256 TEU (2019)
Yukarıdaki tablolardaki verileri sayfalarca yorumlayabilmek mümkündür. Ancak biz, yorumları okuyucuya bırakmayı yeğliyoruz.
Çarpıcı bir hususa da kısaca değinelim:
Deniz taşımacılığının dünya ve ülkemiz açısından taşıdığı önemini giriş cümlelerimizde belirttik. Buna, 1535 maddeden oluşan Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 471 maddesinin, neredeyse üçte birinin Deniz Ticaret Hukuku’nu düzenlediğini ekleyelim. Buna bir de, bazı hukuk fakültelerimizde Deniz Ticaret Hukuku okutulmadığını, bazılarında bu dalın seçimlik ders olarak konulduğunu ekleyelim, resim tamamlansın.
Büyük Önder Atatürk’ün konuya ilişkin bir söylemiyle de bitirelim:
“En güzel coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle sarılmış olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile ileri düzey denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz; denizciliği, Türkün büyük millî ülküsü olarak düşünmeli ve onu en kısa zamanda başarmalıyız.”