Devletin dış ticaret teşkilatında çalışanların en kıdemlisi, mesleğine gönülden bağlı, hepimizin ağabeyi Tarık Celâl Güven’i de ebediyete uğurladık. Arkasından yazmak durumunda kaldığımız kaçıncı kaybımız.
Tarık ağabey de benim gibi eğitim döneminden itibaren Almanya ile haşır neşir olanlardandı. Fevkalade disiplinli dakik bir insandı. O nedenledir ki “Alman Tarık” lakâbını almıştı.
Vakfımızın yayını olarak çıkan “Kayserili Bir Ticaret Ateşesinin Anıları” ismini taşıyan Tarık beyin anılarını içeren kitabın sunuşunda bakın neler yazmışım. “Kayserililerin ticarete olan yatkınlığı bilinir. Bir Kayserili olarak Tarık Celâl Güven serbest ticaret yapmak yerine, memuriyetin ticarete dönük olanını meslek olarak seçmiştir.
Tarık bey, ilk tanıştığımız günden itibaren; çalışma disiplini, ciddiyeti ve mesleğine olan aşkıyla beni etkilemiştir.
Zaman Zaman haksızlıklara uğramasına rağmen devletine karşı hiçbir zaman kırgınlık duymamış, bulunduğu pozisyon ne olursa olsun görevini, milletine hizmet etmek ve faydalı olmak bilinciyle en iyi şekilde yapmaya çaba göstermiştir.
Tarık Celâl Güven, Türk Dış Ticaret Teşkilatının duayeni ve canlı hafızasıdır.”
Bugün söyleceklerimi onun hayatta olduğu o günlerde de gönül rahatlığıyla ifade etmişim.
Tarık Celâl Güven devletin yurtiçi ve yurtdışı kadrolarında bir ömür kadar uzun, tamı tamına 42 yıl hizmet etmiştir. Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü görevinde bulunmuş olan Tarık Bey, Hamburg, Bonn ve Belgrad’da da 14 yıla yakın Ticaret ateşesi ve ticaret müşaviri olarak ülkemizi yurt dışında da temsil etmiştir.
Tarık ağabey 1956 yılında girdiği dış ticaret teşkilatının Cumhuriyet dönemi yaşamının önemli bölümünün bizzat tanığı olmasının yanında bu teşkilatın Osmanlı döneminden bu yana tarihçesine de ilgi duyan, vâkıf olan bir kişiydi.
Onun bu niteliği itibariyle, o da artık aramızda bulunmayan vakfımızın Yönetim Kurulu üyesi ve genel koordinatörü merhum Ömer Berki’nin ısrarları ile bir nehir söyleşi şeklinde hazırlanan “Kayserili Bir Ticaret Ateşesinin Anıları” ismini taşıyan kitap, Tarık beyin anılarını içermenin yanında Cumhuriyet dönemi Türk Dış Ticaret Tarihi’nin yer aldığı önemli bir yapıttır.
Bu değerli bilgi birikiminin ve anıların sahibi Tarık Celâl Güven’i ve kitabın editörlüğünü yapan Ömer Berki’yi böylesine değerli bir eseri bıraktıkları için daima minnetle anacağız.
Tarık bey mesleğine aşıktı. Bu mesleğin bir kariyer meslek olması için sürekli çaba içerisinde olmuştur. Mesleki ciddiyeti ve çalışma şevki en üst düzeydeydi.
1987/88 yıllarında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ihracat genel Müdürüydüm. Tarık ağabey o yıllarda Müsteşarlık müşaviriydi. O yıllarda müsteşarlık müşaviri demek herhangi bir görevi olmayan, pasif durumdaki yüksek dereceli memur demekti. Aydan aya maaşlarını alan bu kişilerin çoğu görev yerine dahi uğramazlardı.
Bu durumun en önde gelen istisnası Tarık Bey’di. Sürekli yeni fikir ve projelerle gelir. Bunlardan uygun görülenlerde aktif görev alır, ya da uygulamayı tek başına yürütürdü. Tarık Bey’in ülkesine, çalıştığı kuruluşa faydalı olabilmek, hizmet edebilmek için makama mevkiye, koltuğa ihtiyacı yoktu. O bir görev adamıydı.
Doğruluktan, dürüstlükten, mülkiyelilikten ve dış ticaretçilikten hiç taviz vermezdi.
Camiamızın gerçekten duayenini ve hafızasını yitirdik. Onu çok arayacağız. Tek tesellim sevip, takdir ettiği Ömer Berki ile yeniden bir araya gelmiş olmalarıdır. Eminim yeni dış ticaret projeleri konuşmaya başlamışlardır bile.
Işıklar içinde uyu Tarık Celâl Güven