O. Ertuğrul ÖNEN
Eski deyimle imtiyazlılar: Kimdir bunlar derseniz; siz, biz, onlar değil. O büyük yurttaş havuzu içinde bir katredir; küçük bir azınlıktır bu kesim. Seçilmiş veya atanmış, bir koltuk, bir unvan sahibi olarak farklı bir konum kazanan ve toplumun kendilerini üstün görmesinin her türlü koşulunu büyük bir beceri ve titizlikle hazırlayanlardır.
Farklı görüşte, hatta rakip olmalarının da bir önemi yoktur. Söz konusu olan imtiyazsa hemen birleşir, kaynaşırlar. “Bırak böyle şifreli konuşmayı, ne diyorsun, açıkça söyle,” dediğinizi duyar gibiyim. Peki, öyle olsun. Açıkça söyleyeceğim anlatmak istediklerimi. Şehir içi ve şehirler arası yollarda gözünüz hız göstergesinde, bir yandan da trafik hız sınırlama levhalarını atlamamaya dikkat ederek tedirgin bir şekilde ilerlerken, yanınızdan son hız geçen otomobilleri, inanıyorum kızarak ama çoklukla imrenerek izlemiyor musunuz? Ne polis korkusu, ne çevirme endişesi ve ardından gelecek yüklü ceza bildirimi olmadan böyle özgürce gaza basanlar kimler diye merak etmiyor musunuz?
Onlar sizin seçtikleriniz ya da sizin ödediğiniz vergilerden maaşını alan atanmış kamu görevlileridir. Devletin koyduğu kurala uymamayı sanki marifet sanıyorlar. Önemli bir yere yetişecek olsalar neyse diyeceğim. Çoğu kez tatil yörelerine doğru rastlıyorum bu imtiyazlılara. Hız sınırına uymadıkları için bunlara ceza yazılsa, sanki kürsü dokunulmazlıkları ihlal edilmiş olacak, görev yapmaları tehlikeye girecek.
Bugün haberlerde Yunanistan Başbakanı’nın, polisin uzattığı alkolmetreyi üflediğini gösteren haber beni bu yazıyı yazmaya yöneltti. Hayatımın 12 yılı Almanya’da geçti. Orada bir vekilin, üst düzey bir bürokratın devletin koyduğu kuralı böylesine pervasızca çiğnemesi akla bile gelemez. Yalnızca milletvekilleri mi; sayın yargı mensupları da trafikte özgürce gaza basabilmektedirler. Trafik cezası yazarsan yargı bağımsızlığına halel gelecek sanki.
Bir dönem milletvekili seçil (vekilliği devam ederken, haydi kabul edelim). Emekli olduktan sonra da çoluğu çocuğu, tüm aile efradı kamu, özel tüm sağlık hizmetlerinden ayrıcalıklı bir şekilde yararlansınlar. Hâlbuki dünyanın her yerinde sigorta hizmetleri, aktüerya hesaplarının sonucunda çıkan prime göre belirlenir. Siz onlardan daha yüksek ve daha uzun süre prim ödemiş olsanız da o imkânlara sahip olamazsınız.
Onların emeklileri ve aile efradı, kaydı hayat şartıyla diplomatik pasaport sahibidirler. Üst düzey Dışişleri mensupları ve aile efradı da emekliliklerinde diplomatik pasaport alma imtiyazına sahiptirler. Sanırsınız ailece, emeklilik dönemlerinde de diplomatik görev yapıyorlar.
En sinirime dokunan ayrıcalıklardan biri de araçlara takılan çakarlardır. Eskiden olsa plakasından gelen bakan mıdır, üst düzey bürokrat mıdır kolayca anlaşılırdı. Şimdilerde tüm araçlar sivil plakalı ve önlerinde yanıp sönen ışıklarıyla yollara hükmetmektedirler. Öyle bir hışımla gitmektedirler ki yolundan çekilmezseniz üzerinizden geçecek gibidirler.
O bir avuç imtiyazlılardan biri değilseniz, sade suya vatandaşsanız işiniz zor be kardeşim!
