Ekonomik sıkıntı yaşadığımız dönemlerde, kamu olsun, şirketler, meslek kuruluşları ve dernekler olsun, ilgili tüm kesimler şunları söylemişlerdir:
– Üretimi arttırmalıyız.
– İhracatı ithalat bağımlılığından kurtarmalıyız.
– Sonuç olarak ithalatı azaltmalı, ihracatı arttırmalıyız.
– Çıkış yolu budur!
Çıkış yolunun bu olduğu bilinmeyen bir şey değildir. Hatta “bu” onlarca yıldır bilinmektedir.
Türk Dışticaret Vakfı olarak gerek Made in Turkey Dergisi’nin“Haftanın Yazıları” bölümündeki makalelerimizde, gerekse Vakfımız tarafından Ankara ve İstanbul’da verdiğimiz dış ticaret eğitimlerinde katılımcıları bilinçlendirme adına on binin üzerindeki gence binlerce defa söylenmiş; bunun başarılabilmesi halinde istihdamın ve vergi gelirlerinin artacağı, ithalatın azalıp ihracatın gelişeceği, dış ticaret açığının ve dolayısıyla ekonomimizin en büyük sorunu olan cari açığın azalacağı gibi ana başlıklar sıkça işlenmiştir.
Ama, iyi niyetli mevzuat düzenlemelere rağmen, uygulama maalesef bir türlü bu yönde olamamaktadır.
ABD ile son dönemde yaşanan sorunların akabinde, bugünlerde de hemen hemen aynı şeyler söylenmektedir.Ümidimiz ve beklentimiz bu sefer başarılı olmak, başarabilmektir.
Esasen 20 Ocak 1980’den itibaren tüm hükümetlerin programlarında ülkemizin “İhracata Dayalı Kalkınma Modeli”ni benimsediği, düzenleme ve uygulamaların da bu yönde olacağı sözü verilmiştir. Ancak bu ideal model kısa zamanda “İthalata Dayalı Kalkınma Modeli”ne dönüşmüştür. Son 20-25 yıla baktığımızda ihracatımızın yaklaşık % 50’sinin ithalata dayalı olduğu görülecektir. Teknik adıyla hastalığın adı dahilde işlemedir.
“Dahilde İşleme” esas itibariyle çok iyi düşünülmüş, sürdürülebilir ihracata destek niteliğinde kurgusu olan bir yöntem ise de gelişmiş ülkelerin ihracatında % 5 ilâ 10, bizde ise, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi % 50 oranında bir paya sahiptir. Sorun budur.
Peki ilâç nedir? İlâç, devletin ve özel sektörün elele vererek hammadde ve ara malı üretim maliyetlerini düşürerek ihracatçılarımızın dahilde işleme kapsamında yurt dışından temin ettikleri bu ürünleri yurtiçinden sağlayabilmelerini mümkün kılmaktır.
Haydi hep beraber, elele “yeniden üretim ve ihracat!”, zira başka çare yok.
Ömer Berki