O. Ertuğrul ÖNEN
New York’un ünlü 5’nci caddesinde yaya geçidinde ışığın yeşile dönmesini bekliyordum. Yeşil ışık yandı yürümeye başladım, o sırada karşıdan gelenlerdeki çok renklilik dikkatimi çekti. Siyahlar, beyazlar, sarı ırkın temsilcileri, melezler. Adeta bir ırklar cümbüşüydü tanık olduğum. Bunların çoğunluğu araştırsanız ABD vatandaşı olarak çıkar karşınıza.
Nitekim 2018 yılında yapılan sayımlara göre ABD nüfusunun %76.5’i beyaz Avrupalı, %13.4’ü siyahi, %5.9’u Asyalı, %2.7’si melezdir. ABD de yaşayan Avrupalılar içinde en kalabalık grup Almanlardır. Yaklaşık 60 milyon Alman yaşamaktadır burada. 40 milyon İrlandalı, 30 milyon İngiliz, 28 milyon ağırlıklı Meksikalı olmak üzere İspanyolca konuşan Orta ve Güney Amerikalılar, 25 milyon İskoç, 22 milyon İtalyan, 11 milyon Polonyalı, 10 milyon Fransız, 8 milyon Hollandalı, 5 milyon Norveçli, 4 milyon İsveçli yani hepsi devleti olan milletlerin nerede ise kendi devletlerinde ki kadar nüfusla ABD’de de temsil edildiklerini görmekteyiz.
Hani gerçekten 5 benzemez diye tanımlanabilecek bir durumdur ABD’nin demografik yapısı. Aralarında bir kültür birliği, ideal birliği, ülkü birliği olmayan bu insanları birleştiren nedir diye sorduğumuzda karşımıza çıkan cevabın “güç ve başarı” olduğunu görüyoruz.
Dünyaya hem ekonomik, hem siyasi ve askeri bakımdan egemen hale gelmiş bir süper güçten söz ediyoruz.
Maliyeti kâğıt, mürekkep ve baskı masraflarından ibaret olan ABD dolarını, bu ucuz malı dünyaya satarak nerede ise tek ödeme vasıtası olarak kabul ettirmiştir. Ayrıca bu sayede dünyadaki tüm para hareketlerini kontrol etmekte ve cezalandırmak istediklerini sistemin dışına atarak elini kolunu bağlayabilmektedirler.
Dünyada siyasi, askeri ve hatta ekonomik yönden rakibi olan Çin, Rusya gibi önemli ülkeler bile rezervlerini ABD doları olarak tutmaktadırlar.
ABD’nin bu ekonomik hegemonyasının arkasındaki önemli güçlerden biri de askeri gücüdür. Dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerine sahip olan ABD bu gücünü ülke dışına da taşımıştır. ABD’nin dünyanın 172 değişik ülkesinde 800’e yakın üssünde 320.000’nin üzerinde askeri bulunmaktadır.
Ayrıca doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm dünya denizleri ABD donanmasına dâhil filoların kontrolü altındadır. Akdeniz’i kontrol eden 6’ncı filo bize en tanıdık olanıdır.
ABD gökyüzüne de hâkimdir. 576 aktif ABD uydusu dünya semalarını kaplamıştır. Bunlardan 132’si devlet, 146’sı askeri amaçlıdır. Deyim yerindeyse “sinek uçsa haberleri” olmaktadır.
New York menkul kıymetler borsası piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük menkul kıymetler borsasıdır. Dünyanın en büyük 500 firmasının 128’i ABD merkezlidir. Dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisidir. Kişi başına gelir, iç piyasa büyüklüğü ve benzeri birçok gösterge bakımından dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir. Teknoloji üstünlüğü bakımından dünyanın önde gelen ülkesidir.
İşte yukarıdan aşağı sıralamaya çalıştığımız tüm bu güç ve başarı örnekleri beş benzemez diye tanımladığımız bu milletler topluluğunu tek bir millet olma ülküsü etrafında adeta bir mıknatıs gibi çekip birleştirmektedir. İşte bu güç ve başarı savaşta evladını kaybeden siyahi anne babaya katlanıp verilen ABD bayrağını saygıyla kabul etme teamülünü benimseten faktördür.
Bir gün ABD bu gücünü kaybettiğinde veya rakiplerinin gerisinde kalmaya başladığında inanınız geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığından farklı bir durum yaşanmayacaktır.
Yaşayan görür.
