O. Ertuğrul ÖNEN
Cumhuriyetimizin kuruluşunda İktisat Vekaleti bünyesinde yürütülen ihracata yönelik kamusal görevler, Bakanlar Kurulu yapısının ve Bakanlık isimlerinin değişmesi ile Ticaret Vekâleti, Ticaret Bakanlığı, Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, tekrar Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve günümüzde ise ismi ile işlevi pek örtüşmese de, Ekonomi Bakanlığı bünyesinde yürütülmektedir.
Bakanlığın merkez teşkilatı yanında, ticaret müşavirlikleri ve ticaret ataşelikleri de yurt dışı örgütlenmesi olarak ihracatımıza ve ihracatçılarımıza hizmet vermektedir.
1960 yılında kurulan ve kısaca İGEME diye anılan İhracatı Geliştirme ve Etüt Merkezi, Ekonomi Bakanlığı’nın kuruluşuna ilişkin 3 Haziran 2011 tarih ve 637 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kaldırılmış, yazık olmuştur.
Yaklaşık yarım asırdır inceleme, araştırma, eğitim ve tanıtma faaliyetleri ile özerk bir yapıda çok faydalı hizmetler üreten ihracatçının önemli başvuru noktalarından biri olan İGEME’nin benzerleri diğer ülkelerde yaşamlarını sürdürürken hangi gerekçelerle varlığına son verildiğini anlamakta gerçekten güçlük çektik.
Devlet örgütlenmesi ile ilgili olarak verdiğimiz bu kısa bilgilerin ardından yine devletin öncülüğünde ve ilgili kurumlarca çıkarılan mevzuata dayanılarak ihracatçılarımızın örgütlenmesi modeline de değinmek istiyoruz.
1937 yılında doğu illerimizin en önemli gelir kaynağı olan canlı hayvan ticaretinde yaşanan güçlüklere karşı bir önlem olmak üzere Büyük Atatürk’ün talimatları ile çıkarılan 4 Mart 1937 gün ve 2/6107 sayılı kararname ile Doğu ve Cenup Vilayetleri Mıntıkası Canlı Hayvan İhracatçıları Birliği Türk Anonim Şirketi adı altında bir yapılanmaya gidilmiştir.
Görülmektedir ki, her hayırlı işte olduğu gibi İhracatçılar Birliğinin kuruluşunda da Büyük Önderin talimatı ve vizyonu başroldedir.
İlerleyen yıllarda İhracatçı Birliklerinin diğer uğraş alanlarını ve bölgeleri de kapsayacak şekilde düzenlenmesi ihtiyacı üzerine 19 Mart 1940 tarih ve 13093 sayılı Kararname ile İhracatçı Birlikleri tek tip bir statüye kavuşmuşlardır.
İzleyen dönemlerde İhracatçı Birlikleri, yarı bağımsız, devletle üyeleri arasında bir köprü vazifesi gören hüviyetini kaybederek 1993 yılında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bir bağlı kuruluşu haline getirilmiştir. Kanımızca yanlış bir tercih yapılarak, ihtiyacın doğurduğu örgütlenme modelinden ve tarihi gelişimden sapılmıştır.
Ancak, 18 Haziran 2009 gün ve 5910 sayılı Türkiye İhracat Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun ile bu kez İhracatçı Birlikleri, Ticaret Odaları benzeri bağımsız bir yapıya ve üst kuruluş olarak Türkiye ihracatçılar Meclisi adı ile Odalar Birliği benzeri bir modele dönüştürülmüştür.
1993 yılında İhracatçı Birliklerinin bir devlet kuruluşu haline getirilmesi ne kadar yanlış olmuşsa, oda benzeri bir yapıya dönüştürülmesi de o derece isabetsiz olmuştur.
Çünkü, Birlikler, ilgili devlet kurum ve kuruluşları ile sektör arasında bir köprü oluşturan, yönetim kademelerinin yalnızca sektör konuları ve sorunları ile ilgilendikleri, Birliğin personel, idari ve mali konularında zaman ve emek harcamalarına gerek olmayan bir yapıda, devlet hizmetinin mahallinde ve devlet güvencesi ile verilebildiği, devletin katı ve zaman zaman danışmadan yaptığı uygulamaların, danışma ve dayanışma ile yumuşatılması, amaca uygun hale getirilmesi imkânını veren bir örgütlenme modeli idi.
Bu gün Odalar ve Borsalar Birliği varken aynı nitelikte yeni bir yapılanma meydana getirmek, bir de mahalli ve sektörel olarak hizmet vermek için kurulmuş bu yapıyı bürokratik bir üst yapıya bağlamak tarihi gelişime ve amaca uygun düşmemiştir.
Sonuç olarak, ihracat özelinde tüm dış ticaret hizmetleri, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ülkemiz için önemini korumaya ve devletin hizmet ve gözetim açısından ilgisini çekmeye devam edecektir.
Dileğimiz bu ilginin amaca uygun tarihi yapılanmaları bozmayan, tamamlayan, günün gereksinimlerine uygun olmasıdır.