5 ve 6 Ağustos 2018 tarihli gazetelerin ilk sayfalarında olmasa da ekonomi sayfalarındaki manşet böyleydi. Manşetin tamamını verelim: “Ticaret Bakanı Pekcan, yeni dönemin yol haritasını açıkladı: Hedefimiz yüksek gelirli ülkeler sınıfına yükselmek.”
Bu demece göz attığımızda yeni kurulan Ticaret Bakanlığı’nın donanımlı ve güçlü bir yapıya sahip olduğundan, markalaşmaya; proaktif stratejilerden potansiyel pazarlara; yeni ticaret merkezlerinden KOBİ’lere; finansmana erişim kolaylığından “ticaret diplomasisi”ne kadar oldukça fazla alt başlık olduğu görülmektedir. Desteklerin ve buna ilişkin mevzuatın gözden geçirilip çağın gereklerine ve hedeflerimize göre yeniden tasarlanacağı ve daha anlaşılır hale getirileceği hususunun altının çizilmesi de önemli alt başlıklardan bir diğeri.
Kulağa çok hoş gelen, ancak geçmiş dönemlerde de çeşitli formatlarda dillendirilen, stratejik planlar yapılan, bunların bazılarında başarılı bazılarında başarısız olunan bu hedeflerin tutturulması içten dileğimizdir. Bu yeni yol haritasına eskilerden farklı olarak örneğin ülkemizin gelecek on yol içinde “Transit Ticaret Merkezi” olması için projeler üretilmesi, “Etnik Ticaret” konusunda özellikle son otuz yılda ciddi boyutlarda olgunlaşan global ölçekteki iş insanlarımızın organize edilmesi gibi bazı başka alt başlıklarda ilave edilebilirdi.
Sayın Bakanın bu konsept içinde “STK’larla ve özel sektörle istişareler yaparak adımlarımızı doğru ve etkili atacağız” şeklinde bir vurgulama yapması, dış ticarete çok yakın duran bir STK olmamız nedeniyle özellikle dikkatimizi çekmiştir. Bu söylemin, söylemden de öteye bu planlamanın Ticaret Bakanlığı bürokratları tarafından ciddiyetle hayata geçirileceğinden herhangi bir endişe duymadığımızı bu vesileyle kaydetmekte yarar görmekteyiz. Bu yeni dönemde Ticaret Bakanlığı – Türk Dışticaret Vakfı yakınlaşması önemli bir gelişme olacaktır. Zira Namık Kemal’in “Bârika-i hakikat, müsâdeme-i efkârdan doğar” şeklindeki son derece etkileyici ve gerçekçi söyleminde olduğu gibi ülkemiz dış ticaretindeki ışığa ulaşmakta Vakfımız ile Ticaret Bakanlığı arasında geliştirilecek “müsâdeme-i efkârın” bir nebze de olsa katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Yol haritası kapsayıcı ve çok yönlü olmakla beraber, yirmi yıldır dış ticaret eğitimi veren ve bu süre zarfında on binin üzerinde donanımlı genci sektöre kazandıran bir Vakıf olarak, bu alandaki önerimizi bu vesileyle Sayın Bakanın bilgisine getirmek isteriz.
Ülkemizdeki üniversitelerde dış ticaret eğitimi veren 350’yi aşkın yüksekokul ve meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Bu okullardaki müfredat, istisnalar bir tarafa bırakılırsa, öğrencileri gerçek dış ticaret yaşamına hazırlamaktan oldukça uzaktır. Bu durumu göz önünde tutarak açıklanan yeni yol haritasına katkıda bulunmak adına önerimiz şudur:
Ticaret Bakanlığı, mümkün olan en kısa sürede Yükseköğretim Kurumu ile ortak bir komite oluşturmalı ve üniversitelerin “dış ticaret, uluslararası ticaret, lojistik” ve benzeri adlar altında eğitim veren bölümlerinin müfredat ve ders içerikleri masaya yatırılmalıdır. Zira açıklanan Yol Haritası’nın ve bundan sonra yapılacak stratejik planların ve uygulanacak politikaların en önemli “yeni” insan kaynağı, üniversitelerimizin bu bölümlerinde eğitim alacak gençlerimizdir.
Ömer Berki