O. Ertuğrul ÖNEN
Geçen hafta 30.yaş günümüzü kutladık.
Elde hiçbir şey yokken bir fikir, bir idealle yola çıkıp 18 Kasım 2025 tarihinde Türk Dışticaret Vakfı’na hayat verdik.
Dile kolay tam 30 yılı geride bıraktık. Arkasında devlet gücü, holding sermayesi olmayan kaç sivil toplum örgütü yaşamını bu kadar uzun sürdürebiliyor, üstelik üretkenliğinden hiçbir eksilme olmadan.
52 yaşında devletin bürokraside en üst noktasına ulaştıktan sonra erken emekliliğe adım attım.
Ülkemizde kişilerin aktif çalışma döneminin ardından kazandıkları deneyimlerini, bilgi ve becerilerini toplum yararına kullanmak için yol ve yöntemler aramak gibi bir alışkanlıkları olmadığını görüyordum. Ben aynı yolu izlemedim. Emeklilik için daha erken sayılabilecek bir yaştaydım. Dolayısıyla yıllar boyunca edindiğim deneyimlerimi, bilgi dağarcığımı ve yeteneklerimi ülkem için kullanmanın yollarını aramaktaydım.
Bu arayışın sonucunda Türk Dışticaret Vakfı doğdu. İş dünyasından ve bürokrasiden bana inanan ve destek veren dostlarımla ve gencecik bir insanken kuruluşunda emeği ile katkıda bulunan ve 30 yıldır bu kurum için özveriyle çalışan Genel Sekreterimiz Mustafa Dik ile 30 yaşını gururla idrak eden Vakfımızı bir fikir olmaktan çıkarıp ete kemiğe büründürdük.
Gelişmiş batı ülkelerinde sivil toplum örgütleri adeta bir ağ gibi toplumun tüm kesimlerini kapsayan çağdaş demokratik yaşamın vazgeçilmez unsurları olarak görülür. Siyaset, iş alemi bunları güçlü bir şekilde desteklerler. Sivil toplum örgütlerinin gelişmişlik düzeyi o toplumun gelişmişlik düzeyinin de bir ölçüsü olarak kabul edilir.
Biz de ise ortam sivil toplum örgütleri için hiçte kolay değildir. Bize en yakın olan devlet kuruluşları Ticaret ve Sanayi odaları gibi güçlü yapılar sivil toplum örgütlerini kendilerine fayda sağlayacak, dolayısıyla desteklenmeleri gerek kuruluşlar olarak değil, tam tersine adeta rakip gibi görüp onlara hayatı zorlaştırmak ister gibidirler.
Bu nedenle ülkemiz de uzun yaşayan, etkinliğini sürdürebilen sivil toplum örgütü sayısı ne yazık ki çok fazla değildir.
Türk DIşticaret Vakfı işte bu verimsiz, engelli ortamda 30 yaşını başarıyla doldurdu.
Bu 30 yıla neler sığdırdığımıza bir bakalım;
- Dünyadaki Türk iş adamları varlığını 1996-2006 arasında 6 kez bir araya getirme başarısını gösterdik. Dünyadaki Türk iş adamları ile Türkiye için çok önem taşıyan bir sinerji yarattık, dünyadaki tüm Türk iş adamları varlığının bir network oluşturmasını sağladık. Yüzlerce iş görüşmesi, paneller, sergilerle Türkiye’nin alanında en kapsamlı ve görkemlisi sayılabilecek aktivitelerine imza attık.
- Türkiye için hayati önem taşıyan dünyadaki Türk lobi gücünün çekirdeğini oluşturduk. Ne yazık ki bayrağı devrettiğimiz TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Dünya Türk iş adamları Kurultayını sıradan bir iş konseyi haline getirerek bu tarihi fırsatı ıskaladı.
- Üniversite ve yüksek okullarımızla iş birliği yaparak mezunlarının iş hayatına yönelik uygulama bilgileriyle donatılarak onların eğitim sonrası iş yaşamına oryantasyonlarına katkıda bulunduk.
- Paneller, seminerler, toplantılarla dış ticaretin görünürlüğüne, gençlerin bu alana ilgi duymalarına katkıda bulunduk.
- Çok sayıda üniversiteli gencimize staj imkânı sağladık.
- Ülkemizin en tanınmış seçkin kuruluş ve şirketlerinin dış ticaretle ilgili hizmet içi eğitimlerini üstlendik.
- Birçoğu alanında ilk sayılabilecek çok sayıda yayın faaliyetlerinde bulunduk.
- Ülkemizde normal üniversite eğitimi dışında, sektörün ihtiyacı olan bilgiyi, uygulamasıyla birleştiren bir eğitim modeli oluşturarak kuruluşumuzdan bu yana yirmi bine yakın kişiyi eğiterek sektörün hizmetine sunduk.
Dileğim 30.yılını idrak ettiğimiz bu kutlu kurumun ülkemize hizmet yolunda daha nice 30 yıllar yaşamasıdır.
Bu 30 yıllık yaşamımızda özellikle kurultaylarla ilgili olarak bizden desteğini esirgemeyen merhum Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’i, merhum Başbakanımız Bülent Ecevit’i, ilk başkanımız merhum Sakıp Sabancı’yı saygı ve minnetle anıyorum.
Keza Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, ikinci başkanımız TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na himaye ve destekleri için teşekkür ediyorum.
Kuruluş yıllarımızda Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı olarak kurultay fikrini en üst düzeyde ve heyecanla destekleyen Onur Öymen’i, kurultaylarımızın başarısına özverili ve olağanüstü katkıda bulunan aziz dostlarım büyükelçiler Ender Arat ve Koray Targay’ı 30.yılımızda bir kez daha en içten sevgi, saygı ve minnet duygularımla anıyorum.
