Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / YATIRIM OLMADAN ÜRETİM, ÜRETİM OLMADAN İHRACAT OLMAZ

YATIRIM OLMADAN ÜRETİM, ÜRETİM OLMADAN İHRACAT OLMAZ

dis-ticareti

O. Ertuğrul ÖNEN

Son haftalarda sıklıkla, ekonomimizin üreten ekonomi niteliğini kaybettiğinden, ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranının kritik noktalara gerilediğinden, bu gelişmelerin sonucunda ise cari açık sorunu ile karşı karşıya kaldığımızdan söz ettik.

Yatırım yapabilmek için her şeyden önce yurtiçi gelirlerimizden tasarrufta bulunmamız ve tasarruf ettiğimiz bu gelirleri yatırıma yönlendirmemiz gerekmektedir.

Türkiye tasarruf edebilen bir ekonomik yapıya sahip midir? Tasarruflarımızın Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla içindeki oranı nedir? Bu hususu uluslararası verilerle karşılaştırmalı bir şekilde ortaya koymamız, durumu gösterecektir.

2012 verilerine göre gelişmiş ülkelere baktığımızda, 15 gelişmiş Avrupa Birliği üyesi içerisinde en yüksek “Tasarruf/GSYH Oranı”na % 27,63 ile Hollanda sahiptir. Yeni AB üyelerinden Estonya’da bu oran % 26,40; ABD’de % 16,34, G. Kore’de %31,37, Çin’de %51,20, Malezya’da %31,86; ülkemizde ise %14,01’dir.

AB üyesi ülkelerde tasarruf oranları sürekli %20’lerin üzerindedir. Gelişmiş ülkelerden ABD, tasarruf oranı en düşük kalan ülkelerdendir. G.Kore ve özellikle Çin’in yüksek tasarruf oranına sahip olmaları, hızlı kalkınmalarının bir açıklamasıdır.

Üzülerek görüyoruz ki, tasarruf oranımız, gelişmiş ülkelerin gerisinde kalırken, hızla yükselen ekonomilerin ise çok uzağında kalmıştır.

Yeterli tasarruf düzeyine sahip olmayan ülkeler, bu eksikliklerini başka ülkelerin tasarruf fazlalarını kullanarak kapatmaya çalışırlar. Yani doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile yatırım açığı giderilir.

Bir tablo halinde, 2002–2012 arasında kalan 11 yıl içerisinde Dünya yabancı sermaye yatırımlarının seyrini aşağıda çıkardık.

 

Girişler

Çıkışlar

Fark

 

I-Gelişmiş Ekonomiler

718.28

1011.74

-293.46

1.AB 15’ler

388.05

552.98

-164.93

2.Diğer Gelişmiş Avrupa Ekonomileri

42.51

64.26

-21.75

3.Diğer Gelişmiş Ekonomiler

257.25

386.96

-129.71

4.Yeni Sanayileşmiş Asya Ülkeleri

95.04

97.47

-2.43

II-Yükselen ve Gelişmekte Olan Ülkeler

479.37

255.33

224.04

1.AB Ülkeleri 7’ler

32.74

7.8

24.93

2. Diğer Yükselen ve Gelişmekte Olan Ülkeler

336.05

149.00

187.05

3.Türkiye

11.25

1.59

9.66

AB 27’ler

432.42

563.79

131.37

Dünya

1261.65

1306.2

Dikkat çekici olan, tasarruf oranları çok yüksek olan Çin’in ve gelişmiş ülkelerin doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını açısından da aldıkları önemli paylardır.Görüldüğü üzere, 2002–2012 arasında kalan 11 yıllık süreçte Dünyada her yıl ortalama olarak 1,2–1,3 trilyon ABD dolarlık bir yabancı sermaye yatırımı söz konusudur. En büyük payı gelişmiş ekonomiler almaktadır. Ancak gelişmiş ekonomiler aldıklarından daha fazla oranlarda üçüncü ülkelerde yatırım yapmaktadırlar. Yükselen ve gelişmekte olan ülkeler (Bulgaristan, Romanya, Polonya v.b.) ile diğer yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde (Çin, Brezilya, Malezya, Ukrayna, Meksika v.s.) durum bunun tersidir.

Ülkemiz bu 11 yıllık periyodda, yıllık ortalama 11.25 milyar ABD dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı alırken, bu dönemde yıllık ortalama 1,59 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye ihraç etmiş, sonuçta 11 yılda net 9.66 milyar dolarlık yıllık ortalama doğrudan yabancı sermaye yatırımı almıştır. Dünya doğrudan yabancı sermaye yatırımı hareketi içerisindeki payı % 0.9’dur. Bu rakam, gelişme ihtiyacı olan bir ülke için son derece yetersizdir.

Tasarruf oranı düşük olan, doğrudan yabancı sermaye çekmek konusunda da pek başarılı olamayan ülkemizin, yüksek oranlı bir kalkınma hızı yakalayabilmesi, hızla büyüyen genç nüfusuna iş alanları açabilmesi, cari açık belasından kurtulabilmesi için daha çok tasarruf, daha çok doğrudan yabancı sermaye gereksinimi vardır.

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top