1980 yılından bu yana aşina olduğumuz bir slogandır bu: “İhracat Seferberliği”. O yıllar için çok popüler olmuş, hatta bu askeri tabir başka bir askeri tabirle de güçlendirilmiştir: “Ülke Çıkartmaları”. Yani “Normandiya Çıkartması” gibi…
Evet, ihracat seferberliğinin en derinden yaşandığı ve seferberliğin istenen sonuçlara ulaşabilmesi için güçlü reformların yapıldığı yıllar 1983 ila 1989 yılları arasında özellikle yoğunlaşmıştır. Başta Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın kurulması suretiyle yapılan idari reform ve bu Müsteşarlığın başına Ekrem Pakdemirli gibi o günlerin tabiriyle “bakanlarüstü bir müsteşar” atanması; Japonların Soga Soşa Modeli’nden esinlenilerek yaşama geçirilen Dış Ticaret Sermaye Şirketleri modeli; biraz önce belirttiğimiz “ülke çıkarmaları”; firmalarımızın yurt dışında örgütlenmelerinin özendirilmesi; fuarcılıkta gelişmiş ülkelerin standartlarına yaklaşılma gayretleri; sanayi ürünleri ihracatımızın büyük yüzdelerle artması; mevzuatın modernleştirilmesi ve kolaylaştırılması hep o yılların ürünüdür.
İhracat seferberlikleri, dönemler halinde takip eden yıllarda da olmuş, ancak bu “yeni” seferberlikler genellikle ekonomik sıkıntıları takip eden süreçlerde gerçekleşmiştir. Örneğin 1994 ve 2001 içsel krizlerini ve 1998 ve 2008 dışsal krizlerini takip eden dönemlerde de seferberlikler olmuştur. İçsel krizlerin bir sonucu olan ciddi boyutlarda yapılan devalüasyonlar seferberlikleri doğal olarak tetiklemiş; dışsal krizler ise karar alıcılarımızı, daralan dış talebi tahrik etmek amacına yönelik, seferberlik türü düzenlemelere mecbur etmiştir.
Bu konsept içinde 1998 Rusya ve Uzak Doğu mali krizinin etkilerini minimize etmek amacına yönelik 1998-2005 İhracat Stratejik Planı’nı da burada özellikle vurgulamak gerektiğine inanıyoruz. Bu stratejik plan sayesindedir ki ülkemiz bir ürüne (tekstil ve konfeksiyon) ve bir pazara (AB pazarı) bağımlı ihracat kompozisyonunu aşmış; komşu ülkeler başta olmak üzere yeni pazarlara yönelmiş ve o pazarlara girmiş; otomotiv ana ve yan sanayii, demir çelik sanayii gibi sektörlerde ürün yelpazemiz genişlemiştir.
2018 Temmuz ve Ağustos aylarında zirve yapan ABD’nin ve başkanının ülkemizin başına açtığı sıkıntılara bir tepki olarak ve bu sıkıntıların yaratacağı sorunlara çözüm yolları geliştirmek amacıyla yeniden bir “İhracat Seferberliği” hamlesi başlatılmıştır. Bu hamle “üretim-ithalatın azaltılması-ihracatın arttırılması” ekseninde kurgulanmaktadır. Yıllardır vurguladığımız gibi doğru olan da budur. Ancak, Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere, Çin gibi ihracat yaşı 800, 900 ve hatta 1000 yılı geçen ülkelerin olduğu bir dünya piyasasında bizim gibi, ihracat yaşı daha 40’ı bile geçmemiş bir ülkenin, sevgili ülkemizin ihracat seferberlikleri için “sıkıntı çıkmasının” beklenmemesi gerekmektedir.
Son söz olarak “ihracat seferberliği, ama fasılasız!” diyelim…
Ömer Berki