Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / BEN ANKARA’DA KALMAYI SEVDİM

BEN ANKARA’DA KALMAYI SEVDİM

İlk özel sektör deneyimimi genç bir kuruluş olan Şahinler Holding’de yaşamış ve 5 yılı aşkın bir süre görev yaptıktan sonra kurucusu olduğum Avrupa Serbest Bölgesi kurucu ve işleticisi olan şirketin yönetim kurulu başkanlığından ve Holdingin yönetim kurulu üyeliğinden İstifa ederek ayrılmıştım.

Ancak, daha Şahinler Holding’de çalışırken Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in muhtemelen İspanya’ya resmi ziyareti sırasında bir sabah kahvaltısında Erdoğan Demirören’le aynı masaya düşmüştük. Biraz sohbet ettik ve ardından Demirören beni Holding’leri bünyesinde görmek istediklerini ve Türkiye’ye dönüşümüzde görüşmeye beklediğini söyleyerek deyim yerindeyse topu bana attı.

O sıralarda Avrupa Serbest Bölgesinin kuruluş problemleriyle haşır neşirdim. Kemal Şahin’e verilmiş bir sözüm vardı. Bu nedenle Erdoğan Demirören’in bu nazik iş teklifine geri dönüş yapmadım.

Şahinler Holding’den ayrılma aşamasına geldiğim dönemlerdi. Bu kez Enerji Bakanlığında çalıştığım yıllarda tanıdığım Unit Şirketler Grubunun patronu Ünal Aysal arayarak kendileri ile çalışmayı teklif etti.

Ünal Beye Şahinler Holding’de ilişkimin devam ettiğini bu nedenle bu aşamada tekliflerini kabul edemeyeceğimi bildirdim.

Ünal Bey teklifinde samimi ve kararlıydı. Ayrılmam üzerine teklifini yeniledi. İstanbul’da bir araya gelerek görüştük ve anlaştık. Buna göre ben UNİT Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak Türkiye’deki işlerinin başına geçecektim. Ünal Bey artık Türkiye’deki işlerle uğraşmayacaktı.

Ankara’da yaşamaya devam etmek yönündeki kararımı Ünal Bey de kabul etmişti.

Bu nedenle bazı şirketlerin merkezini Ankara’ya taşıdık. Yenilerini ise Ankara’da kurduk. UNİT’teki görevinden sonra başta Akenerji genel müdürlüğü olmak üzere özel sektörde başarılı bir çizgi izleyen Ahmet Ümit Danışman’da kadromdaki en yetkili isimdi. Ankara Kavaklıdere’de bulunan ofisimizde çalışmalara başladım. Niyetimiz iyiydi. Ancak, maalesef şartlar iyi değildi. Türkiye’nin tarihinin en ağır ekonomik krizlerini yaşadığı yıllardı. Adeta dal kıpırdamıyordu. Ne devlet, ne özel sektör yeni yatırım projelerine girişmek şöyle dursun, mevcutları bile yürütemiyor, ya da erteliyorlardı.

Bir yıl böyle herhangi bir başarı sağlayamadan geçmişti.

Prensip olarak, klasik memur anlayışıyla 9-17 çalışması yapıp sonuç ne olursa olsun ücretimi alayım görüşünde olan bir insan değildim. Bir gün Ünal Beyi arayarak mevcut durumun daha ne kadar süreceğinin kestirilemediğini ve bu nedenle önlem almamız gerektiğini bildirerek teklifimi yaptım.

Teklifime göre bazı şirketleri kapatacak, kalanları İstanbul’a nakledecek. Ankara’da bir irtibat ofisi bırakacaktık. Böyle bir çözümde bana gerek kalmayacağı için ben de ayrılacaktım.

Ünal Bey acele etmememi, bir müddet daha beklememi nezaketle teklif ettiyse de ben kararlıydım. Sonunda Ünal beyde kabul etti ve ikinci özel sektör maceram da böylece Türkiye’nin krizi ile sonlanmış oldu.

Ünal Beyi birlikte çalışmadan önce son derece zarif, beyefendi bir kişilik olarak tanımıştım. Çalışırken bu kanaatim daha da pekişti. İnsanların birlikte olmasından daha önemlisi birbirlerine saygı duymalarıdır ve kubbede bir hoş seda bırakmalarıdır.

Ben Fenerbahçe taraftarıyım. Ancak, birlikte olduğumuz dönemlerde Ünal Beyle hiç futbol sohbeti yaptığımızı hatırlamıyorum. Galatasaray Lisesi mezunu olması itibariyle camiaya yakındı. Ancak, benim kadar bile futbola düşkünlüğü yoktu. Koşullar onu birazda zorlayarak Galatasaray başkanlığına götürdü.

Adı gazetelerde geçmeye başlayınca “Ünal Bey, iyi düşündünüz mü? Bu öyle bir iş ki emek verirsin, para harcarsın karşılığı çoğu kez koro halinde hakarettir. Sakin hayatınızı ararsınız” dedim. O günlerde henüz kesin karar vermediği için “ Benim niyetim yok ama zorluyorlar” demişti.

Galatasaray başkanlığına seçilince telefon ederek tebrik ettim.

“ Bir dost olarak tebrik ediyorum. Ancak, bir Fenerbahçeli olarak üzgün ve endişeliyim. Çünkü Galatasaray ehil bir ele geçti. Artık Fenerbahçe olarak işimiz daha zor” dedim. Nitekim tahminim doğru çıktı. Ünal Beyin başkanlığı ile geçen yıllarda Galatasaray göreceli olarak başarılıydı.

O.Ertuğrul Önen

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top