o. Ertuğrul ÖNEN
Dış ödemeler bilançomuzun en önemli gelir kalemi, ekonomimizin gerçek gücünün en önemli göstergelerinden biri olan ihracatımızın 2024 yılında nasıl bir seyir izlediğini ayrıntılara girmek suretiyle sizlerle paylaşacağım. Geçen hafta genel bir bakışla 2024 dış ticaretinin değerlendirilmesine başlangıç yaparken gözlemlediğimiz tablonun çok tatminkâr olmadığını, dış ticaretimizin istikrarsız bir seyir izlediğini, beklenilen, arzu edilen düzeye çıkamadığını ifade etmiştik.
Şimdi dış ticaretimizin ihracat ayağını ele alarak sayısal değerler vermek suretiyle incelemeyi sürdüreceğim.(1) 5 yılda yaptığımız toplam ihracat tutarı
(2) 5 yıllık (2019-2024) toplam ihracat artışı
İstikrarsız bir ihracat seyrimiz var, 2020 yılında %6,2 gerilerken, izleyen 2021 de %32,8 gibi yüksek oranlı bir sıçrama yapıyor.2020 yılını pandemiyle açıklamak mümkün. 2021 ve 2022 sonuçları, pandemi döneminin atlatılması ve durumun normale dönmesi ile ulaşılan sonuçlardır.2019 yılında ihracatımızın esasen 180,8 milyar$ büyüklüğüne ulaşmış olduğu da düşünülürse gelişmeleri doğal karşılamak mümkündür.
2023, 2024 sonuçları ise hayal kırıklığıdır. Ekonomimizin içinde bulunduğu durumun gerçek yansımasıdır.
2022 yılından bu yana ihracatımız deyim yerindeyse yerinde saymıştır. Enflasyonla mücadelenin en önemli aracı olarak döviz kurlarının baskılanmasının da etkisiyle 2025 yılında da ihracatımızın olumlu bir seyir izleyerek sıçrama yapabileceğini düşünmemekteyiz.
Ekonomik faaliyet türlerine göre ihracat
(Milyon ABD$)
Net tarım ürünleri ihracatçısı olma özelliğimizi ne yazık ki her geçen yıl daha fazla aşındırmaya devam ediyoruz. Tarım ürünleri ihracatımız istediğimiz düzeyde gelişmiyor.
İhracatı ayakta tutan, girdileri önemli ölçüde dış kaynağa dayanan, dolayısıyla katma değeri çok yüksek olmayan imalat sektörü ihracatıdır. Nitekim bu sektörün ihracat artışı ile genel ihracat artışımız hemen hemen aynı düzeydedir.
En çok İhracat yapılan 10 Fasıl
(Milyon $ ABD)
En fazla ihracat yaptığımız 10 fasıl değişmemiş. Sadece küçük yer değişiklikleri olmuş o kadar. Toplam ihracatımızın %57,6’ sını oluşturan bu 10 kalem, girdilerini ithalatla sağlamaları itibariyle geçen yılla aynı düzeyde kalmış görünüyor. Seneye ne olur derseniz; Ona ekonominin karar vericilerinin söyleyecek bir sözlerinin olduğunu düşünüyorum. Ancak koşullar böyle giderse gelecek yıl bu düzeye bile ulaşamamız beklenebilir.
İhracatta İlk 10 ilimiz
(Milyon ABD $)
Bu 10 ilimiz toplam ihracatımızın %82,8 ini gerçekleştirmektedir. Geçen yıl bu oran %84,1 olmuş. Diğer 71 ilin ihracatımız içindeki payının sadece 17.2 olması ekonomik potansiyel dağılımının ne derecede dengesiz olduğunu göstermektedir. Sanayimizin Marmara Bölgesinde yoğunluk kazanması bu dengesizliğin başlıca nedenidir.
25 ilimiz 1 milyar doların üzerinde ihracat yapma hedefini gerçekleştirmiştir. Bir eski bakanın her ilimiz asgari 1 milyar dolar ihracat yapar hale gelecek diye dillendirdiği hedefin halen %69,1 gerisindeyiz ve görünürde bu hedefe yaklaşabilen bir başka ilimiz de bulunmuyor. Bu konuda söyleyeceğimiz son söz, bu 10 ilimizin ihracat artış oranının ihracat genel artış oranının altında kalmış olduğudur.
Ülke grupları itibariyle ihracatımız
(Milyon$ ABD$)
Geçen yıldan bu yana değişen bişey yok. Zaten önemli bir değişiklik olmasını da beklemiyorduk. İhracatımızın %56.8ini Avrupa’ya, Orta Doğuya ve Afrika’nın kuzey kesimine, yani yakın coğrafyamıza yapmaya devam ediyoruz. Bu tablonun radikal bir şekilde değişmesi ve yeni ve uzak pazarlarda da varlık göstermemiz ancak üretimde yeni bir aşamaya geçmemizle, yüksek teknolojili ürün ihracatımızın oranını artırmamızla mümkün olabilecektir.
Gelelim ülkeler itibariyle ihracatımızın durumuna göz atmaya.
İhracatımızda ilk 10 ülke
(Milyon ABD$)
Bu 10 ülkeye ihracatımız toplam ihracatımızın yarıya yakını (47.1) kadardır. Geçen yıla göre aynı 10 ülke bu defada listede yer almıştır. Geçen yıl Rusya 6. Sırada yer alırken bu yıl 9.luğa gerilemiştir. Almanya, Fransa, Rusya ve BAE ülkelerine ihracatımız azalmış, ama kayda değer bir azalma söz konusu değil. Yani” Garp cephesinde değişen bir şey yok.” Deyim yerindeyse tam manasıyla yerimizde sayıyoruz. Vaktiyle İtalya’ya, İspanya’ya, özenir, onlar gibi olmaya çalışırken, baktık olmayacak uzak doğu ülkelerine dönüp onlar gibi olmaya özendik. Kore, Malezya, Tayvan derken Vietnam’ın da arkasından bakakaldık.
Bir yerde yanlış yapıyor olmalıyız. Ne dersiniz? Haftaya ithalatta buluşmak üzere hoşça kalın.