O. Ertuğrul ÖNEN
Toprakla haşır neşir olan Anadolu halkının gıda emniyetinin önemini vurgulamak için söylediği ne güzel bir sözdür.
Anadolu insanının bu kadim geleneğini yönetimlerimiz bize unutturmaya çalışırken gelişmiş batı ülkeleri ‘’Biz zenginiz nasıl olsa kaçsa kaç veririz bedelini dilediğimizi dilediğimiz zaman alırız’’ demiyor tarımsal üretimlerini geliştirmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak çaba gösteriyorlar.
Nereden mi biliyorum? 80’li yılların sonu 90’lı yılların başları o günkü ismiyle Federal Almanya’nın başkenti Bonn’daki büyükelçiliğimizde ekonomi ve ticaret baş müşaviri olarak görev yaptığım yıllardı. Basın, Avrupa Birliği’nin tarımı cömertçe destekleme politikasını ‘’Tereyağ dağlarının, süt denizlerinin üzerinde oturuyoruz’’ diye eleştirip duruyordu.
İşte o günlerde Federal Tarım Bakanı çıkıp ‘’Tarımsal üretim stratejik değerdedir. Bedeli ne olursa olsun. Çiftçimizi işinin başında tutacağız’’ diyerek bu tartışmalara cesur bir şekilde noktayı koymuştu. İşte bu nedenledir ki bugün Almanya çok gelişmiş ve zengin bir sanayi ülkesi olmasının yanında aynı zamanda dünyanın en önemli tarımsal üretim yapan ülkelerinin başında gelmektedir. Gerçi ABD’sinden Kanada’sına Fransa’sından İtalya’sına tüm gelişmiş ülkelerin aynı doğrultuda hareket ettiğini görmekteyiz.
Demek ki akıl için yol bir. Bir gün paran olsa dahi istediğin, ihtiyacın olan gıda ürünlerine ulaşamayabilirsin.
Bu konuda o kadar çok yazı yazdım ki, heba olan tarım alanlarımıza, niteliğini kaybeden meralarımıza, çiftçinin daha Büyük Atatürk zamanında temeli atılmış örgütlü yapısının yok edilişine, çiftçinin, köylünün bankasının sanki sıradan bir ticari banka anlayışıyla İstanbul’a göçüp çiftçiye iyice sırtını dönmesine ve nihayet tarımı destekleme kuruluşlarının ya bir bir ortadan kaldırılışına ya da güçsüzleştirilmelerine kadar değinmediğim konu kalmadı.
Ne var ki yanlışa devam ediyoruz. Çiftçimizi destekleyecek yerde sanki döviz bolluğu içinde yüzüyormuşçasına bastırıyoruz parayı bakliyattan, ete, ota, meyveye, sebzeye canımız neyi çekiyorsa ithal ediyor, başkasının üreticisini destekliyor ve kendi çiftçimize rakip kılıyoruz.
İzninizle ne demeye çalıştığımı verilerle de ortaya koymak istiyorum.
Tarım, Orman ve Balıkçılık Ürünleri Son 5 Yıllık Dış Ticaretimiz
(2019 – 2023) (Milyon $)
Yıllar | İhracat | İthalat | Fark |
2023 | 9.631 | 13.799 | – 4.168 |
2022 | 7.768 | 14.772 | – 7.004 |
2021 | 7.156 | 12.082 | -4.926 |
2020 | 5.957 | 9.834 | -3.877 |
2019 | 5.589 | 9.835 | -4.246 |
Toplam | 36.101 | 60.322 | -24.221 |
Kaynak: TÜİK
Tarım, Orman ve Balıkçılık grubu ihracatımızın %99’unu tarım ürünleri oluşturmaktadır. Keza ithalatta da önemli ağırlık tarım ürünlerindedir.
Tarım ülkesi olarak geçiniyoruz ama halkımızı dışardan aldığımız tarım ürünleriyle doyuruyoruz.
Bu grupta son 5 yılda her yıl açık vererek toplam 60 milyar $lık ithalata karşılık 36 milyar $lık ihracat yapabilmiş ve 24 milyar $ açık vermişiz. Ne oldu bizim tarımsal ürünler bakımından dünyanın kendi kendine yeten yedi ülkesinden biri olmamız efsanesine!
Bu gruptan son 5 yılda ithal ettiğimiz önemli kalemlere bir göz atalım.
Madde Grubu | 2023 | 2022 | 2021 | 2020 | 2019 | Toplam |
Canlı Hayvanlar | 1196 | 181 | 310 | 447 | 701 | 2835 |
Etler ve Sakatatlar | 358 | 144 | 76 | 74 | 88 | 740 |
Yenilen Sebzeler | 1266 | 932 | 734 | 632 | 526 | 4090 |
Yenilen Meyveler Sert Kabuklular | 1263 | 1074 | 919 | 904 | 938 | 5098 |
Hububat | 5075 | 5369 | 4249 | 3281 | 3523 | 21497 |
Kahve Çay | 620 | 531 | 374 | 344 | 333 | 2202 |
Yağlı Tohumlar | 2990 | 3306 | 2594 | 2383 | 2111 | 13384 |
Hayvansal ve Bitkisel Katı ve Sıvı Yağlar | 3216 | 4105 | 2499 | 1636 | 1242 | 12698 |
Toplam | 15984 | 15639 | 11755 | 9701 | 9462 | 65544 |
Kaynak: TÜİK
Not: Bu grupta işlenmiş ürünler de yer aldığı için ilk tablodan toplam değer olarak farklılık göstermektedir.
Bu tablo bize ne söylüyor. Yağı, eti, sebzeyi başka ülkelerin çiftçileri sayesinde tenceremize koyuyoruz.
O ülkeler paramızla da olsa vermeseler soframıza ekmek koyamayacağız.
Temel gıda maddelerinde eksikliğimiz olduğu net bir şekilde görülüyor.
Son 5 Yıllık Tarım, Ormancılık Ve Balıkçılık İhracatımızda Sert Kabuklu Meyveler Dahil Yenilebilir Meyveler Faslının Yeri 2019 – 2023 (Milyon $)
Yıllar | Tarım Ormancılık ve Balıkçılık İhracatı | Yenilebilir Meyveler İhracatı | Oran (%) |
2023 | 9631 | 5368 | 55.7 |
2022 | 7768 | 4943 | 63.6 |
2021 | 7156 | 5367 | 75.0 |
2020 | 5957 | 4830 | 81.0 |
2019 | 5589 | 4589 | 82.1 |
Kaynak: TÜİK
Tarım, Ormancılık ve Balıkçılık ihracatımızın çok önemli bir bölümü gördüğünüz üzere Fındık, Antep fıstığı, çekirdeksiz üzüm, kuru incir ve diğer meyve grupları gibi halkın sofrasına her gün giren ürünler oluşturmamaktadır. Bu örneği hububat, yağlı tohumlar, et, süt ve bunların ürünleri gibi temel gıda maddeleri üretimindeki net açığımızı ortaya koymak için verdim. Görüleceği üzere bu ürünler ihracat kalemlerimiz arasında önemli bir yer tutmamaktadır. Üretimimiz yetersiz olduğu için esasen bu ürünlerin net ithalatçısı durumundayız.
Her fırsatı değerlendirerek bize silah ambargosu uygulayan dostlarımızın! Bir gün bize gıda ambargosu uygulamasıyla karşı karşıya kalmamız durumunda aç kalmamak için kuşaktan kuşağa geçen bir gelenek olan çiftçiliği ayakta tutabilmek üzere çiftçilerimize her türlü desteği vermemizin ve onları köylerinde kasabalarında mutlu ve müreffeh olarak işlerinin başında tutabilmemizin tüm toplumumuz için yaşamsal önem taşıdığını artık görmeliyiz.
Yoksa çok geç olacak.
Ne demiş atalarımız ‘’Elden gelen öğün olmaz olsa da her zaman bulunmaz’’