Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / İŞTE BUNLARA SİNİRLENİYORUM

İŞTE BUNLARA SİNİRLENİYORUM

O. Ertuğrul ÖNEN

Hangi birini sayayım bilemiyorum ki? Zaman zaman bu ülkenin vatandaşı olmanın doğal sonucu diye kendimi avutmak istiyorum ama kendi kendimi bile ikna edemiyorum. Demokrasiyle bizden sonra tanışmış, bizden daha yoksul daha cahil toplumlarda bile artık görülmesi olası olmayan gariplikleri, çarpıklıkları, olumsuzlukları gördükçe gerçekten canım sıkılıyor sinirleniyorum. Faydası ne derseniz? Hiçbir faydası yok sinirlenmenin kendi kendine zarar vermekten öte.

Gündelik yaşamamızda trafikte karşılaştıklarımızla başlayalım.

Sokağa çıkıyorum yollar delik deşik, düzgün yürünecek kaldırım yok. Hele yağışlı havalarda bir taşa basarsın üstüne çamurlu su fışkırır.

Logar kapakları ile yolu aynı seviyede yapmayı bir türlü beceremedik. Ya çukurdur içine girersiniz ya da yüksektir aracınızın altını vurursunuz.

Kocaman iş yerleri, restoranlar hiçbirinin park yeri yoktur. Peki ruhsatı nasıl alırlar belli değildir. Müşterilerin araçları belediyenin yollarını kaldırımlarını işgal eder, eli sopalı kendini vale diye niteleyen kişilerin kazanç kapısı olur. Son günlerde sabah çok erken sayılmayacak, her türlü çalışan için vaktin artık geç kabul edilebileceği saatlerde bir yerlere gitmeye kalktım. Ne mümkün? Bu insanlar o saatlerde nereye giderler anlamak mümkün değil. Haydi gitsinler hiç birisi mi zamanında şeridini almaz, en soldan en sağa, en sağdan en sola dönmek genel kural olmuş. Bu nedenle de irili ufaklı tüm kavşaklarda trafik durma noktasına geliyor.

Büyük çoğunluğun uymayacağı kesin ama hiç değilse uygar ülkelerde olduğu gibi yüzlerce metre uzaklıktan başlayarak kademe kademe herkesi gideceği yönün şeridini almaya yönlendiren uyarı tabelaları konulsa ama kim uğraşacak böyle fuzuli işlerle bırakın 10 dakikada gidilecek yere bir saate gidilsin, fazladan dünyanın yakıtı harcansın, hava kirlensin!

Dünyanın hiçbir yerinde köprülü kavşakların iniş ve çıkışları bizdeki gibi değildir. Oralarda bu düzenlemeler trafik güvenliği dikkate alınarak ve bilimsel gerçekler göz önünde tutularak yapılır. Bizde ise yapanın anlayış, bilgi ve görgüsüne göre. Genelde köprüye çıkan ve inen araçlar hep bir kesişme içerisindedirler. Kaza olması için her türlü koşul oluşturulmuştur ama bizlerin deneyimi ve önemli bir bölümümüzün korkaklığı, çekingenliği sayesinde fazlaca zayiata neden olmadan bu kavşak düzenleme garabetini yaşamaya devam ediyoruz.

Enerji şirketine fatura ödeyecek sanırsın şerit ve yön değiştiren araçların büyük çoğunluğunun sürücülerinin elleri sinyal koluna uzanmaz. Karanlıkta far yakmadan gitmekte her halde aynı anlayışın ürünü olmalı diye düşünüyorum.

Ya çakarlı saltanatına ne demeli! Öyle bir sürat ve pervasızlıkla gelirler ki yolundan çekilmezseniz sanki üzerinizden geçip gidecek gibi. Önündeki araçların çil yavrusu gibi sağa sola kaçışmasının keyfi ve cakasıyla yanınızdan yıldırım gibi gelir geçerler. Hız limitleri, emniyet şeritleri yasakları hiçbiri onlara işlemez. Ya ayrıcalıklıdır ya da ayrıcalıkların ayrıcalıklı kıldıklarındandır.

En çok da güvenliğimizin, düzenimizin sembolü ve bekçisi polis araçlarının kural dışı davranışlarına sinirleniyorum. Polis eğer acil bir olaya müdahale edecekse sirenini çalıştırır kırmızıda da geçer, dönülmez yerden döner, ters yöne de girer. Bu onun yasalardan gelen hakkıdır. Ancak, sirenini çalıştırmadan aheste aheste gezi ritminde seyreden polis araçlarının kırmızda geçmelerine, dönülmesi yasak yerlerden dönmelerine, şerit değiştirirken sinyal vermemelerine acaba hangi kural izin veriyor?

İşte yalnızca trafikte yaşadıklarımızdan, uygar bir ülkede yaşanmayacak olaylardan bir demet. Sırası geldikçe sinirlendiğim diğer hususları da sizlerle paylaşacağım.

Deveye boynun neden eğri diye sormuşlar. Nerem doğru ki diye cevap vermiş. Sinirlendiğim ve sizlerin de sinirleneceğinizi düşündüğüm daha çok konu var. Bundan emin olun.

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top