O. Ertuğrul ÖNEN
Geçen yıl cumhuriyetimiz dalya diyerek 100.yılını idrak edip, genç bir çınar olarak köklerini daha derinlere salmıştı. Ne var ki, bu kutlu yıldönümünü hak ettiği coşkuyla, görkemle kutlayamamıştık.
Başta Büyük Atatürk ve Cumhuriyetimizin kurucularının koydukları, temellerini attıkları hedeflerin çok uzağında kaldığımız, ulusça yoksulluk yaşadığımız, sıkıntılı, anılarını belleğimizden hızla silmek isteyeceğiniz bir yıl olmuştu 2023. Hiçbirimizin Cumhuriyetimizin 100.yılını böyle düşlediğini sanmıyorum.
O yıl yaşadığımız hayal kırıklıklarını, sıkıntıları bir yana bırakıp 2024 yılına yine de umutla bakıp, heyecanla karşılamıştık.
Umutla karşıladığımız 2024 de ne yazık ki beklediklerimizi vermekten çok uzaktı. 2024 yılında yaşamımızda ne değişti?
- Hayatımız daha mı kolaylaştı,
- Enflasyon belasından mı kurtulduk,
- Dış ticaretimiz mi dengeye geldi,
- Borçlarımızı ödeyip faiz yükü altında ezilmeyi mi sonlandırdık,
- Dünyayı sarsacak bir know how, patent sahibi mi olduk,
- Sanayi üretiminde yüksek teknolojili ürün gamını mı üst düzeylere çıkardık,
- Tarımda yeniden kendi kendine yeten ülkelerden biri mi olduk,
- Üniversitelerimiz dünya üniversiteleri arasında ilk yüze mi girdiler,
- İşsizlik problemini mi çözdük,
Kaybolup giden umutlarımızı mı canlandırdık?
Daha çok soru var sorulacak, hiçbirinin cevabının olumlu olmayacağını bildiğim için sabrınızı daha fazla zorlamak istemiyorum.
Sonuç olarak büyük çoğunluğumuzun hatırlamak, hatta bonus olarak verilse dahi bir kez daha yaşamak istemeyeceği 2024 yılını geride bırakıyoruz. Daha doğrusu ondan kurtuluyoruz.
Sonuç olarak bir kez daha umutlarımızı bir başka yıla, başka baharlara erteliyoruz.
Tarih-i Kadim’den bu yana çok önemli ve büyük medeniyetlerin yeşerdiği, dünya coğrafyasına hükmeden ulu devletlerin doğduğu, bu güzel ve cennet vatanda bir türlü iki yakamızı bir araya getiremiyor, yokluklar ve yoksulluklar ülkesinin yurttaşları olarak şımarık batının kapılarının yüzümüze kapanmasının önüne bir türlü geçemiyoruz.
Ancak umudumuzu kaybetmiyoruz. Ne dersiniz 2025 yılını başlangıç alarak ülkemiz ve milletimiz için bir hayal dünyası yaratalım mı, tamam mı?
O halde gözlerimizi kapayalım ve hayal edelim;
- 85 milyonu ırk, cins, inanış farkı gözetmeksizin kardeşçe kucaklaşan, tasa ve kıvançta bir olan,
- Kentleri; Çağdaş, yolları geçilebilir, kaldırımları yürünebilir, yeşillikler içinde kaybolmuş mutlu ve müreffeh yaşanan,
- Üniversite ve yüksek okulları dünyanın en tercih edilenleri arasına giren, Nobelli bilim adamlarının araştırmaları ve buluşları ile onurlandırılan, patent, know how üretim tesisi gibi çalışan, mezunları dünyanın her yerinde saygı görüp aranan,
- Hukuk düzeni ile dünyaya örnek, adalet terazisinin şaşmadığı, “Ankara’da hakimler var” deyişinin egemen olduğu,
- Şirketleri global büyüklüklere ulaşan, tanınan ve tercih edilen markalar yaratan, inovatif üretimin liderliğini yapan,
- Hiçbir yurttaşının aç ve açıkta kalmadığı, sosyal devlet anlayışının en üst düzeye çıktığı,
- Çalışma yaşına gelen her yurttaşının kendi nitelik ve becerilerine göre iş bulmakta güçlük çekmediği,
- Toplumun gelir olarak en altında yer alanların dahi kazançları ile uygarca yaşama koşullarına sahip olduğu,
- Emeklilerinin bu ülkenin onlara verdiği imkanlarla emeklilik günlerini mutlu ve müreffeh şekilde yaşadığı,
- Çevre bilincinin en üst düzeye çıktığı, tek tek bireylerin, özel ve kamu tüm kurum ve kuruluşların ülkenin havasına, suyuna, dağına, taşına, ormanına, kurduna, kuşuna saygı gösterdiği, onları gözü gibi sakındığı,
- Devletin çiftçiyi tüm sıcaklığı ile kucaklayıp sahiplendiği, “Çiftçi Milletin Efendisidir” deyişini bir söylem olmaktan çıkarıp bir eyleme dönüştüren,
- Her bakımdan iki yakasını bir araya getirebilen bütçesi, dış ticareti, dış ödemeler dengesi denk olan,
- NATO’nun en güçlü ikinci ordusu olmanın ötesinde, dünyanın en önde gelen savunma sanayilerinden birine sahip bir ülke olarak gücünü dost düşman herkesin kabul edip saygı gösterdiği,
- Demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlarıyla en üst düzeyde işlediği,
- Dostluğuna güvenilen, düşmanlığından çekinilen, az konuşan ama gerektiğinde etkili işler yapan yöneticileri ile ünlenen,
- Kurucusu Büyük Atatürk’ün ilkelerini kendisine meşale yapan,
Bir ülke olmuşuz.
Neden olmayalım ki, genç ve dinamik nüfusu, eşsiz coğrafyası, verimli toprakları, doğal kaynakları, tarihin derinliklerinden gelen gücü ve birikimi ile bu niteliklerin hiçbirine sahip olmayan bir Güney Kore’nin başardıklarını neden başaramayalım.
2025 de ve izleyen yıllarda siz değerli dostlarım ve bu güzel ülkemiz için tüm hayallerin gerçek olmasını, sağlıklı, mutlu ve esenlik dolu bir yıl geçirmenizi diliyorum.
