Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / PORSİYON

PORSİYON

O. Ertuğrul ÖNEN

Deveye sormuşlar “Boynun niçin eğri “diye nerem doğru ki diye cevap vermiş. İşte toplumumuzda günlük yaşamımızda tanık olduğumuz o kadar çok çarpıklık var ki! Devenin verdiği cevap misali neremiz doğru ki!

Tanık olduğumuz bu çarpıklıklara sessiz kalmayarak kendi adıma olduğu kadar, azımsanmayacak bir sayıda olduğuna inandığım benim gibi düşünenler adına da yazarak da olsa sessiz kalmamaya çalışıyorum.

Geçen haftalarda hatırlayacaksınız trafik konusuna, sirenli, Çakarlı araç saltanatına ilişkin tespit ve eleştirilerimi sizlerle paylamıştım. Daha doğrusu yıllar önce yazdığım yazılarımı bir kere daha ısıtıp sunmuştum. Çünkü güzel ülkemde eleştirilen bir konunun düzelerek gündemden çıkması bir yana, eleştirilen bu konunun eleştirilecek yeni boyutlar kazanarak ve büyüyüp daha göze batar hale gelerek varlığını sürdürmesi olağan bir durumdur. Nitekim trafik konusu, olsun hatırlıların ve hatırlı yakınlarının trafik ayrıcalık ve arsızlıkları olsun azalmadığı gibi artarak devam edegelmiştir.

Bu uzun girişten sonra gelelim günümüzün konusuna içinizden mutlaka başlığı görünce porsiyon lafı nereden çıktı diye söylenmişsinizdir. Bir süredir değinmeyi düşündüğüm ve bir türlü sırası gelmeyen bir konuydu. Son günlerin içimizi karartan ağır gündeminden sizleri uzaklaştırmak ve aynı zamanda günlük yaşamımızda çoğu kez eleştirdiğimiz bu konuya dikkat çekmek istedim.

Porsiyon kelimesi aslında hayatımıza öylesine girmiş ki, şiirlerimize, şarkılarımıza bile konu olmuş. Can Yücel ” İlk olarak bir porsiyon sevinç al, sonra bir dilim kalın yaşam sevinci.” derken Cem Karaca hayranlarına “yarım porsiyon aydınlık” diye seslenmiş geçmişte.

Türk Dil Kurum sözlüğü porsiyon kelimesinin anlamını ”Herhangi bir yemekten bir kimseye verilen belirli miktar” diye tanımlanmış. Fransızca “portion” kelimesinden alıntı olan bu kelimenin esas köklerinin ise Latince Partıre veya portire(pay etmek) fiilinden (ion) eklemesi ile üretilen hali olduğu belirtiliyor.
Fransızca portion kelimesi pay, kısım, taksit anlamlarına geldiği gibi bir kerede yenilen yemek anlamında da kullanılmaktadır.

Diğer anlamları bir yana bırakalım, bizim esas üzerinde durmak istediğimiz porsiyon kelimesinin “Bir kerede yenilen yemek” anlamındaki kullanımıdır.
Dünya coğrafyasının özellikle gelişmiş bölgelerinde porsiyon gerçekten normal bir kişinin doyabileceği yemeğin ölçüsüdür.

Amerika Birleşik Devletleri’ne ilk gittiğimde porsiyonların büyüklüğü beni şaşırtmıştı. Türkiye’de birçok yemeği 1,5 porsiyon tüketerek doyarken orada bir porsiyonu tüketememek şaşkınlığına uğramıştım. Her normal bireyin tüketemediği bu porsiyon miktarlarından dolayı orada doggy bag yani köpek paketi diye tanımlayabileceğimiz tüketilemeyen yemeğin paketlenerek eve götürülmesi geleneği yerleşmiştir.

12 yıla yakın Almanya’da öğrenci ve diplomatik görevli olarak bulundum. Orada da porsiyonlar yeterli ve hemen hemen bütün restoranlarda eşdeğer miktardaydı.
Gelelim bize! Bizde de bir zamanlar lokantalarımızda yemekler et miktarı esas alınarak tartılarak verilirdi. Bu nedenle porsiyon miktarı belli ve lokantadan lokantaya değişiklik göstermeyen ölçüdeydi. Çok az sayıda da olsa bazı işletmelerde halen bu eski güzel geleneğin uygulandığını görüyor ve mutlu oluyorum.

Birçok işletmenin tabak ebadından porsiyonun ne olacağını anlıyorsunuz. Artık çoğu yerde yemekler pasta tabağı büyüklüğündeki tabaklarda servis ediliyor. Kebapçıya gidiyorsunuz, tercihinizi söylüyorsunuz yetmiyor, garsonun bir mi bir buçuk mu, iki mi sorusuna muhatap oluyorsunuz. Gittiğim hiçbir ülkede karşılaşmadığım bir karşı soru oluyor bu. Porsiyonlar her işletmenin kafasına göre belirlediği “kuş doyurur” miktarlarda olursa, bu soruları da doğal karşılamak gerekir. Hele sahil kesimlerimizde bir meze porsiyonları var ki, zaman zaman gülmeme sebep oluyor. Üç, dört kişi birer çatal alınca minik tabağın dibi görünüyor. Bu yaz “Gelecek yaz herhalde mezeleri çay tabağı formatında servis edersiniz” şeklindeki esprime işletme çalışanları öyle şaka nazarıyla bakmadılar. Belki de onlara fikri vermiş oldum.

Geçenlerde lokantacı odalarının temsilcilerinden biriymiş sanırım “efendim fiyat tutturamayan bazı işletmeler zam yapmak yerine porsiyon miktarını azaltıyorlarmış.” Böyle giderse yakında boş tabağı önümüze koyarlarsa şaşırmayalım. Tepkisiz bir toplumuz. Ne yapılırsa sineye çekip kabulleniyoruz. Onlarda bildiklerini okuyorlar.
İçinizden bazılarınızın, efendim Michelin yıldızlı restoranlar farklı mı sanki dediklerini duyar gibiyim. Orada tadım menüsü alırsınız; adamlar size onlarca çeşit sunarlar. Kaldı ki oralar farklı bir konsept ve müşteri yapıları da çok farklı. Benim üzerinde durduğum daha çok orta sınıf halkın günlük yaşamlarında sıkça kullandıkları yerlerin hali. Yetkili saydıklarımız bu durumda üzerlerine vazife çıkarıp kolları sıvamadığına göre iş başa düşüyor. Bizleri istismar ederek bildiklerini okuyanları bizde kendimiz cezalandıralım ve kapılarını açmayalım. İşte o zaman “Müşteri velinimettir” deyişinin değerini anlayabileceklerdir.

Ne dersiniz, var mısınız böylesine bir seferberliğe?
Porsiyonunuz bol olsun.

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top