Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / KEŞKE

KEŞKE

O. Ertuğrul Önen

Hava inadına karanlık, hani bereketiyle yağmur olup yağsa neyse diyeceğim. Hiç konuşmadan somurtup oturan kişiler gibi insanın içini daraltıyor.

Böyle havalarda daha içe dönük bir ruh haline mi bürünülüyor? Karanlıkların umutları yeşertmek yerine kişileri yaptıkları yapamadıkları ile iyisiyle kötüsüyle hesaplaşmaya yönelten bir özelliği mi var dersiniz?

Şimdi dönelim başlıktaki sözcüğümüze. İşte bugünün karanlığında dilimizin ucuna, düşüncelerimizin en önüne gelip yerleşen bu kelimeyi hepimiz ne kadar çok kullanmışızdır?

Dönelim yaşamlarımızda şöyle bir gerilere, çocukluğumuz, gençliğimiz, olgunluk ve nihayet yaşlılık yıllarımız karar vermemizi gerektiren o kadar fazla yol ayrımıyla karşı karşıya kalıyoruz ki, şöyle arkaya yaslanıp o günleri hatırlayınca kim bilir ne kadar çok “keşke” diyorsunuzdur. İçimizde acaba bu kelimeyi kullanmayanımız var mıdır dersiniz? Hiç ihtimal vermiyorum.

Çocukluğunuzda tanık olduğunuz bir olayı ailenizden saklamanızın hayatınızı nasıl etkileyeceğini nereden bilebilirdiniz ki? Gençliğinizde başınızda kavak yellerinin estiği ergenlik çağını yaşadığınız dönemlerde boşa geçirdiğiniz vakitleri, eğitiminizde ıskaladığınız fırsatları düşündükçe “keşke” demiyor musunuz?

Niteliklerinize, hayat anlayışınıza hiç uymadığı halde arkadaşlarınızın etkisiyle ne bileyim ya da ailenizin baskısıyla yaptığınız meslek seçiminin sonundaki mutsuz yıllarınızda sanıyorum bu kelimeyi sık sık kullanmışsınızdır.

Sevdiğinizden özür dilemeyi, kendinizi affettirmeyi gurur meselesi yaparak onu kaybettiğinizde yıllar sonra her aklınıza geldiğinde kaç defa “keşke” demişsinizdir?

Çalışma hayatında hatalarınız, yanlış tercihlerinizle yarışta geri kalarak yenik düştüğünüzü hatırladıkça o bildik sözcüğü kullanmayıp da ne yapacaksınız?

Yaşlarımız biraz ilerleyince sohbetlerimiz hep kaçan fırsatlar üzerine değil midir? Ya parlak bir iş teklifini geri çevirmenin, ya hayatımızı değiştirecek bir ortaklık, bir alım satım önerisini değerlendirememenin hikayelerini tekrar tekrar birbirimize anlatıp durmaz mıyız?

Ne kadar da benzerdir bu hikayeler sanki birbirinin fotokopisi gibi “o tarlayı o gün bir maaşımla alabilirdim. Buralar kolay kolay adam olmaz dedim. Şimdi oraları göreceksiniz şehrin en güzel semti oldu. Benim almadığım tarlanın üzerinde bir site yükseldi. “Keşke” kıyıp parayı alsaydım. Şimdi benim de çocuklarımın da hayatı değişirdi.” Çok duydunuz değil mi böyle anlatımları?

Sade insanların “keşke”leri kendilerini ilgilendirir. Ancak toplumların kaderine hükmeden devlet adamlarının, diktatörlerin “keşke”leri milyonları, ülkeleri, tüm dünyayı ilgilendirmez mi?

Mutlaka onlar da bu kelimeyi çok kez kullanmışlardır diye düşünüyorum.

Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan dünyaya uzun acı dolu yıllar yaşatan Adolf Hitler, Berlin’deki sığınağında son günlerini yaşarken “keşke” demiş midir?

Yanlışı çok olanların “keşke”lerinin de o oranda çok olacağını var sayıyorum. Dolayısıyla hayatındaki yol ayrımlarında çok az yanılanların da “keşke”lerinin bu oranda az olacağını kabul etmek gerekir.

Cumhuriyetimizin kurucusu milli kahramanı Büyük Atatürk’ün hayatındaki “keşke”lerin fazla olmadığı kanaatindeyim. Zaten 10.yıl nutkunda “Bahtiyarım ki bu sözlerimin hiçbirinde milletimize hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım” diyerek kamusal hayatında “keşke”si olmadığını ifade etmemiş midir? Özel hayatında “keşke”si var mıdır? O da kendini ilgilendirir.

Hepinize “keşke”siz yaşamlar diliyorum.

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top