Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
Son Haberler
Buradasınız: Anasayfa / Haftanın Yazısı / ARTIK ŞAŞIRMIYORUM

ARTIK ŞAŞIRMIYORUM

O. Ertuğrul ÖNEN

  • Asgari ücretin ve emekli maaşlarının açlık sınırının altında kalmasına rağmen halkımızın gösterdiği yaşama becerisine,
  • Mensuplarının haklarını koruyamayan hatta koruma isteğini bile taşımayan sendika, oda ve borsa patronlarının neredeyse emrihak vaki olana kadar bu görevlerini sürdürebilmelerine,
  • Belediyelerimizin sürekli kaldırım yenileme hevesi göstermesine,
  • Rögar kapakları ile yollarımızın bir türlü aynı seviyede yapılamamasına,
  • Caddelerimizin, sokaklarımızın isimlerinin sürekli değiştirilerek geçmişlerinden koparılmasına,
  • Restoranlarımızda menü verilmemesine, hesabın da ne çıkarsa bahtına usulüne göre çıkarılmasına,
  • İşimizi gereğine göre yapmak yerine Allaha havale etmemize,
  • Nüfus başına düşen üniversite sayısının bir çok batı ülkesinden bile fazla olmasına rağmen dünyanın başarılı üniversiteleri sıralamasında ilk yüze hatta ilk beş yüze üniversite sokamayışımıza,
  • En çok satan kitaplarımızın tirajının beş yüz bin nüfuslu Lüksemburg’daki kitapların tirajını geçememesine,
  • RTÜK’ün içkiyi sigarayı buzlarken, hemen her dizinin kahramanlarının ellerinden eksik etmedikleri ateşli silahlara seyirci kalmasına,
  • Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde her ne hikmetse deniz ürünlerinin lüks ve pahalı tüketim malı kategorisinde sayılmasına,
  • Nüfusumuz artarken meralarımızın ve ekilen arazilerimizin küçülmesine sebep olanların baş tacı edilmelerine,
  • Tüketim fazlası mercimeği ne yapacağını kara kara düşünen Türkiye’mizin Kanada’nın mercimeğine muhtaç hale gelmesine,
  • Konya ilimiz kadar bir alana sahip olan Hollanda’nın tarım ürünleri ihracatının bizim 8 katımız olmasına,
  • Bir türlü 10 bin dolarlık kişi başı gelir tuzağından kurtulamayışımıza ve bunu da adaletli bir şekilde dağıtamayışımıza,
  • Bütçemizin hiçbir şekilde açıksız kapanmamasına,
  • Dış ticaret ve ödemeler dengemizin sürekli aleyhimize sonuçlanmasına,
  • Paramızdan attığımız sıfırların intikam alırcasına yeniden geri gelmesine,
  • En büyük para kupürümüz olan 200 lirayla yarım kilo et bile alamamamıza,
  • Fasonculuk yaparak kalkınabileceğimiz inancını halen korumamıza,
  • 15 yıl korumacılık yapan Güney Kore’nin Samsung şirketinin marka değerinin 60 yıl korumacılık yapan Türkiye’nin en değerli 10 markasının değerinin 10 katı olmasına,
  • 60’lı yılların başında biraz çabayla İtalya, İspanya düzeyine gelebileceğimize inanırken bizimle kıyaslanamayacak kadar kötü durumda olan, iç savaşlarla ve işgallerle perişan Güney Kore’nin ve Vietnam’ın bizi büyük farklar atarak geçmiş olmalarına,
  • Avrıpa birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasına en çok karşı çıkanların bu anlaşmadan en çok yarar sağlamalarına, alkışlayanların ise zarar görmüş olmalarına,
  • İleri teknolojik ürünler ihracatımızı bir türlü %3 düzeyinin üzerine çıkaramayışımıza,
  • Bakanlıkların adlarını değiştirerek ekonomik sorunları çözebileceğimiz saflığından bir türlü kurtulamayışımıza(Ticaret Bakanlığı sonrasında Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı sonra yine başa dönülerek Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Maliye ve Gümrük Bakanlığı şimdi ise Maliye ve Hazine Bakanlığı)
  • Aziz milletimizin sıkıntıları sineye çekerek takım tutar gibi parti tutmasına,
  • Siyasetin, mesleklerinin en başarısızlarının boy gösterdiği bir hizmet alanı halini almasına,
  • Halkın vekillerinin kendilerine vekalet verenlerin değil kendi çıkarlarına öncelik vermelerine,
  • Siyasetçilerimizin bukalemun gibi zamana ve zemine göre sürekli renk değiştirmelerine

“Deme olmaz olmaz, Olmaz olmaz” deyişine uygun olarak artık hiçbir şeye şaşırmıyorum.

 

Hakkında admin

Türk Dışticaret Vakfı

Cevapla

Scroll To Top