Yeni eğitim döneminin başlamasına çok az bir zaman kalmasını göz önünde tutarak, bu hafta sizlerle, Türk Dışticaret Vakfı olarak 20 yıla yakın bir zamandır verdiğimiz eğitimlerde yaptığımız saptamaları sadece bir kaçını paylaşmak istiyoruz. Bu saptamalarımızı da, çarpıcı bir başlık olması nedeniyle, bir nebze de dikkat çeker beklentisiyle, çoğu değerlendirmede yapıldığı gibi “Doğru Bilinen Yanlışlar” başlığı altında vermekte fayda gördük.
Şimdi, saptamalarımızı başlıklar halinde paylaşalım:
– Yanlış: Dünya ticaret hacmi (2015 itibariyle) 33 trilyon dolardır
Doğru: Dünya ticaret hacmi 16,5 trilyon dolardır. Ülkelerin dış ticaret hacmi hesaplanırken ihracat ve ithalat rakamları toplanır. Ancak dünya geneli için bunun yapılması, aynı
rakamın iki defa toplanması anlamına gelir ve son derece yanlıştır. Zira, dünya yüzündeki tüm ülkeler ne kadar ihracat yapmışsa, aynı ülkeler o kadar da ithalat yapmış demektir.
Dünya ticaret hacmi rakamı için sadece dünya ticaret rakamının alınması yeterlidir.
– Yanlış: Incoterms 2010 yayımlanınca, Incoterms 2000 yürürlükten kalkmıştır.
Doğru: Bir sonraki Incoterms, bir öncekini yürürlükten kaldırmaz, günceller. Taraflar (ihracatçı ve ithalatçı) kabul ettiği takdirde, 2016 yılında yapılacak bir sözleşmenin
“Teslim” (Delivery) maddesine, teslimatın Incoterms 2000’e veya 1990’a göre olacağı yazılabilir. Bu durumda hukuken geçerli olan, ancak güncel olmayan bir metine atıfta
bulunulmuş olur.
– Yanlış: Incoterms 2010’a göre, sadece CIF ve CIP teslim şekillerinde ihracatçının sigorta yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Incoterms’ün İngilizce orijinaline bakıldığında bu iki
tür dışında, ne ihracatçının, ne de ithalatçının sigorta yaptırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Dolayısıyla dış ticaret öğretisi de bu düzenlemeye bağlı kalınarak
verilmektedir.
Doğru: Buna karşın, gerçek yaşamda CIF ve CIP dışında sigorta yapılmaması gibi “absürd” bir yaklaşım söz konusu değildir. Örneğin, bir ithalatçı, Ex-Works bir teslimde,
Ankara’da sitelerde imalathanenin önünde teslim aldığı bir mali, ülkesi Hollanda’ya pek tabiidir ki sigortasız nakletmeyecek, sigortasını muhakkak yaptıracaktır.
– Yanlış: Uluslararası ticarette uyuşmazlıkların halli zinciri içinde sorun sulh yolu ve takiben tahkimle çözümlenemezse, nihai çözüm yolu mahkemeye müracaattır.
Doğru: Eğer satış sözleşmesinde tahkim şartı var ise, tahkimin kararı kesindir, esas hakkında mahkemeye gidilemez (Mahkemeye sadece “usul” açısından gidilebilir).
– Yanlış: “Risk almamak için, ihracatınızı akreditifle yapın”
– Doğru: Teoride doğru olan bu tavsiye, Türkiye özelinde gerçeği yansıtmamaktadır. Zira ülkemiz, ihracatının yaklaşık % 70’ini mal mukabili ödeme şekliyle yapmaktadır. O halde öğreti şöyle olmalıdır: “Türkiye ihracatını mal mukabili yapmaktadır. İhracatınızı akreditifle yapmaya gayret edin, ancak ısrarlı olmayın. Çünkü ihracatımızın % 70’i mal mukabilidir. Mal mukabili ile ödemede Exim ihracat kredi sigortası, faktorink, BPO gibi imkânlar hakkında bilgilenin!”
Okuyucuyu sıkmamak adına listeyi şimdilik burada keselim.